Giriş
(4)

türgev ve abd acıklaması

yedinumara
türgevin öğrencilerini uyardıgı dogru mu? objektif olarak bu kesin midir arkadaşlar? abd bilgi mitten mi almış? kendi istihbaratı mı?
türgevin öğrencilerini uyardıgı dogru mu? objektif olarak bu kesin midir arkadaşlar?

abd bilgi mitten mi almış? kendi istihbaratı mı?
0
yedinumara
(14.03.16)
turgev'in sms'i onceki patlama icindi, turgev de yalanlamisti sms olayini.
abd de bilgiyi turk istihbaratindan aldigini acikladi.
0
hjarteblod
(14.03.16)
ABD Konsoloslugu bilgiyi Turkiye'den aldigina dair aciklama yapti. Turgev olayi bir onceki patlamadan onceydi sanirim. O zaman da gundem olmustu.

ABD aciklamasi: turkish.turkey.usembassy.gov
0
evrim halkasi
(14.03.16)
Abd'nin mitten aldığını görmedim yani bu iddayı görmedim, kendi vatandaşlarını korumak adına bir bildiri yayınladı bu doğru ben bunu saldırı sabahı görmüştüm nette. Pek kale almadım çünkü paylaşılan askeri yazıyı da 4 martta bir arkadaş sayesinde okumuştum, tıpkı onun gibi bir şey sandım ve geçtim.

türgev olayıda gerçekçi duruyor, yalan olsaydı çoktan meydanda bağırırlardı türgevi karalamak istiyorlar falan diye.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.03.16)
1- türgev'in açıklamasi bir önceki patlamaya ait.

2- abd bilgiyi mit'ten almış.
0
fakyoras
(14.03.16)
(1)

istanbul üniversitesi sosyal bilimlerde yüksek lisans yapan var mı?

jjwa
buraya başvurmayı planlıyorum. asıl amacım askerliği tecil ettirmek. mülakatta neler soruyorlar bir bilginiz var mı? bölüm okumayı planladığım bölüm ancak yaklaşık 1.5 sene derslere gidemem ama tecilim bitmek üzere olduğu için şimdi kaydolmam lazım. girip dondurabiliyorsam dondurmayı yoksa 1.5 sene
buraya başvurmayı planlıyorum. asıl amacım askerliği tecil ettirmek. mülakatta neler soruyorlar bir bilginiz var mı? bölüm okumayı planladığım bölüm ancak yaklaşık 1.5 sene derslere gidemem ama tecilim bitmek üzere olduğu için şimdi kaydolmam lazım. girip dondurabiliyorsam dondurmayı yoksa 1.5 sene ders seçmeyip sonra başlamayı planlıyorum. bu mülakatta eler mi beni nasıl etki eder?

not: bölüm turizm işletmeciliği çok başvuru alan bir bölüm değil.

edit: şu bilgiyi de vereyim. geçen seneki başvurulara baktığımda kontenjan dolmamış. 15 kontenjanlık yere 25 kişi başvurmasına rağmen gerekli yeterliliği sağlayamadığı için 11 kişi elenmiş. benim yeterliliği geçmem için mülakattan 100 üzerinden en az 10 almam lazım.
0
jjwa
(09.03.16)
Dondurma olayi zorunlu haller disinda olmuyor. Mulakatta bolumle alakali seyler ve gelecek planlarini falan sorarlar ama bolume gore degisir bu. Mulakatta askerlik icin oldugunu soylersen olumsuz intiba birakirsin.
0
evrim halkasi
(09.03.16)
(5)

Doktora tezi iptali

fasulyek
Farazi olarak söylüyorum.Bir insanın doktora tezi baştan sonra hatalı ve çok temel bir terimi epeyce saçma sapan anlamısından kaynaklanan büyük bir sorun içeriyorsa. o kişinin tezi kabul edildiği halde daha sonra iptal edilmesi için başvuru yapılabilinir mi?
Farazi olarak söylüyorum.
Bir insanın doktora tezi baştan sonra hatalı ve çok temel bir terimi epeyce saçma sapan anlamısından kaynaklanan büyük bir sorun içeriyorsa. o kişinin tezi kabul edildiği halde daha sonra iptal edilmesi için başvuru yapılabilinir mi?
0
fasulyek
(08.03.16)
Evet, sureci tam bilmemekle birlikte dunyada doktor unvani elinden alinanlar cok miktarda mevcut. He tabii bu genellikle intihalden kaynakli oluyor. Dedigin ornekte pek bir sey bilmiyorum.
0
evrim halkasi
(08.03.16)
alıntı yaptığın halde referans göstermezsen ve sonradan ilgili yazar tarafından şikayet edilirse bile iptal edilebiliyor. edilenler var. öyle baştan sona sorun arama.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(08.03.16)
ciddi ciddi bir kavramı bambaşka olarak algılayıp tez yazmış. hatalı anlayamıyorum nasıl bunlar geçiyor.
0
🌸fasulyek
(08.03.16)
başvuru yapılabilir. sanırım yök'e şikayet aracılığı ile oluyor. sonucunda iptal edilirse tez, dr. ünvanı da sökülmüş oluyor.

hocam dediğin gibiyse, o kişinin yüksek lisans tezini de incelemek lazım. orada da kim bilir ne yazmak isterken neler yazdı.
0
dead and broken
(08.03.16)
zaten bilimsel bir hata varsa ve o tezi kabul eden, savunmasını dinleyen jüri de göt altına gider.
0
alperz
(08.03.16)
(22)

Hocalarda gereksiz göt kalkıklığı

fasulyek
hocanın 3 günde bir maile cevap verememesi çok garip değil mi?ne bileyim bir sürü kariyer sahibi ünlü sanatçıya mail atıyorum, iş ya da okul dolasıyla. o gün içersinde en geç cevap veriyorlar. genelde daha da hızlı. maillerin cep telefonuna kadar girdiği bir ortamda 3 gün boyunca bir maili cevaplama
hocanın 3 günde bir maile cevap verememesi çok garip değil mi?
ne bileyim bir sürü kariyer sahibi ünlü sanatçıya mail atıyorum, iş ya da okul dolasıyla. o gün içersinde en geç cevap veriyorlar. genelde daha da hızlı. maillerin cep telefonuna kadar girdiği bir ortamda 3 gün boyunca bir maili cevaplamamak çok acaip değil mi?
sonuçta işi bu ve pazartesi için yapmam gerek şeyler onun yüzünden sarkıyor. daha verimli bir ödev yapmak için soruyorsun cevap yok. okumaları copy centra bıraktım diyor. gidiyorum yok mail atıyorum cevap yok.
bir değil iki değil bütün hocalar neden böyle. sonra salı okuması için pazartesi öğleden sonra cevap atıyor derslerin notları karışmış alıp okuyabilirsin diye. bu ne lan bu kadar basit şeyleri yapmak istememek nedir?
0
fasulyek
(06.03.16)
haha diyorum guluyorum sadece.

adamin tek isi ogrencilerin maillerine bakmak degil. ogretim gorevlilerinin pozisyonuna, aldiklari projelere gore onlarca isi olur bir haftada yapmasi gereken. sen saniyor musun ki bir tek senin gibi birkac kisiden mail aliyor. kariyerinin ortalarinda olan bir ogretim gorevlisi, sabah mail kutusunu actiginda en az 30-40 tane mail aliyordur. bunlarin hepsini cevaplasa gun icerisinde bunlarin yarisina en az cevap gelir ve onlari da cevaplamak zorunda kalir..ve senin gibi 100 tane ogrencisi olsa onlarin da bir kismi mail atsa..oncelik sirasinda lisans ve yuksek lisans ogrencileri son siradadir. senin yapman gereken seyler o adamin yapmasi gerekenlerden onemli olamaz cok ciddi birkac durumun disinda. eger talebin olursa, hocanin ogrencilere ayirdigi saatlerde yanina gidersin sorunu ona iletirsin.

olmasi gereken, yeni nesil ogrencilerin gereksiz gotu kalkikligi olmali.
0
ubi dubium ibi libertas
(06.03.16)
öncelikle yüz tane öğrencisi yok. bölümün kontejyanı düşük olduğu için çok çok az öğrencisi var. bir dönemin ortalama 8 öğrenciden oluştuğunu düşün. 4tane ders veriyor. 1 tanesi zaten bitirme ve sadece 2 kişi alabiliyor. diğer derslerde de 10 tane öğrencisi yok. zaten benim gibi ondan iki ders alan öğrenci olduğunu düşünürsek. max 20 tane öğrenci.
görüşme saatlerinde odasında olduğunu da görmedim.
benim göt kalkıklığım değil özel sektöre götü yemeğen eziklerin üniversiteleri doldurup tembellik etmesi.
devletin daha ciddi olması gerek memurlarına yoksa devlet kapısı yan gelip yatma yeri olarak algılanır.
0
🌸fasulyek
(06.03.16)
hayat sizin etrafınızda dönmüyor ve sizin probleminizin öncelikleri başkalarının öncelikleri olmak durumunda değil. ödev sizin sorumluluğunuz, eğer ek açıklama isterseniz ofis saatinde gidersiniz, istediğiniz açıklamayı alırsınız. mail ile geri cevap vermek bile durumunda değildir hocanız.

belirtmiş olduğunuz durum göt kalkıklığı değil, yoğunluk diyoruz biz kendisine.
0
gurur
(06.03.16)
camianın içerisinde bir insan olarak konuşayım. sizin örnek için geçerli değil sanırım ama pek çok taşra üniversitesinde hocalar mail adresinin şifresini bile bilmez. öyle bilgi işlem açar verir. arada ya asistan bakar, ya o da bakmaz. bizim okulda ben öğrencilerin maillerine aynı günde cevap veriyorum diye gelip teşekkür eden öğrenci çok oluyor. kimini posta kutusu spam ile dolup taşmış haberi yok falan. durum fena yani.

bir de özellikle sınav ve ödev teslim zamanları cidden yoğunluk oluyor. günde 40-50 mail geldiği oluyor. çoğu da saçma sapan şeyler. seni tenzih ederek konuşuyorum. türkçeyi düzgün kullanamayan, derdini anlatamayan o kadar çok öğrenci var ki deliriyor insan. böyle zamanlarda ben de sallıyorum. not isteyenin, annesi ölenin, babası dirilenin, kansere yakalananın, mezun olmak için 3 puana ihtiyacı olanın haddi hesabı yok. öğretim üyelerinin görev tanımında gelen öğrenci maillerine cevap yetiştirmek gibi bir durum da olmadığından aşırı yoğun zamanlarda mail işi biraz ihmal edilebiliyor.

memleketin durumu ortada. hocası da öğrencisi de genel olarak egolar sonsuz şişkin bir durumda. ayakların toplu olarak yere basması lazım. herkesin götü olması gereken yerde olacak.

görüşme saatlerinde sıkıntı varsa da dekanlığa iletin. dersin hocasına gereken uyarıyı yaparlar.
0
rosencruz
(06.03.16)
bilgi işleme mail açtırıyorsa bir hoca bence direk okuldan atılmalı. haa çok çok özel bir insan olur alanında o ayrı.
mail açamayan hoca nasıl kendi alanındaki yenilikleri takip edebilir?
eğer verdiği dersin gereklerini getiremiyorsa saygım yok öyle hocalara.
şimdi burada ağlamışsınız da sanki dünyayı değiştirecek bir şey yapıyorsunuz.
tr de makalelerin, tezlerin hali belli zaten. bari iki mail cevaplayın da işe yaramış olursunuz.
0
🌸fasulyek
(06.03.16)
Valla sanirim turkiyedeki akademisyenler boyle herhalde, ben de arkadaslarimdan cok sikayet duyuyorum.

Benim uni.de (ydisi) haftasonu cevap alamazsin -cok cok acil degilse- (cunku is gunu degil) ama haftaici kesinlikle alirsin, ayni gun ya da max bi sonraki gun.

Sizin cevap almama sebebiniz haftasonu olabilir.
0
kuehles blondes
(06.03.16)
@fasulyek, kac tane makalen kac tane doktora tezin var?
0
ubi dubium ibi libertas
(06.03.16)
Kabaca sana öyle geliyor bulunduğun yerden. Büyüdüğünde anlayacağın şeylerden bu. Kaydet bir kenara, oku 10 yıl sonra yazdıklarını. Kısa cevabı yok veya başka bir ifadeyle, cevabı kavrayabilecek hayat tecrübesine ve algılama yetisine sahip olsaydın şu an, şikayetini zaten bu biçimiyle ifade etmezdin.
0
rygard
(06.03.16)
Türkiye'de akademinin hali icler acısı onu biliyoruz da senin bu göt kalkıklığını ne yapacağız?
0
fever
(06.03.16)
başkasından götü kalkık diye şikayet ederken sana insan gibi cevap verenlere "bi işe yarayın" diyebilecek kadar ileri gitmek de şahaneymiş. senin derdin hocan falan değil, içinde nefret varmış, maile cevap geç gelince de buraya kusasın gelmiş.
0
rectoa
(06.03.16)
Benim dersime gelen hocaların neler yaptığını merak ettiğimden eğer yök tez aramasında varsa tezlerine bakarım. neler yazmışlar hangi alanla ilgililer. bu her zaman bana dersin hangi yönde işleneceği hakkında ipucu verir.
gerçekten merak ediyorum orjinal ne sunuyorsunuz. özellikle son dönemden taşra üniversitelerinden doldurulabildiği kadar hoca dolduruldu benim fakülteme. makaleden bahsetmiyorum tezleri bile içler acısı.
fen bilimleri üzerine çalışıp yapması gereken deneyi yapmadan benzer bulgular var nasılsa diyip, havadan makale bile yazılıyor.sanki bunları hiç bilmiyorsunuz. sosyal bilimlerde daha da fena. elinizi vicdanınıza koyun ne ürettiniz gerçekten bunca yıl. ingilizcesi bok gibi olup (sınavlardan nasıl geçtiği bilinmez) öğrencilerine yazacağı şeylerin kaynaklarını ödev olarak çevirten hoca bile var.
asistan iken kaç taneniz istediğiniz çalışma yapmak yerine hocanızın yapması gereken işleri toparladınız.
sonunda bu sistem yüzünden büyük çoğunluk o işe yaramaz hocaya dönüşüyor. biz çektik onlarda çeksin zihniyeti var.
ama kabul edin özel sektöre gitseniz mesailer vs. ağzına sıçılcaktı şimdi isterseniz 2 de işten çıkıyorsunuz zaten haftada bir gününüz mutlaka boş. yaptığınız şeylerde zaten yabancı kaynakları okuyup tekrar yazmaktan çok da öteye gitmiyor.
benim göt kalkıklığım değil büyük çoğunluk böyle. gerçekler söylenince ağır geliyorsa üzgünüm bebekler.
0
🌸fasulyek
(06.03.16)
@ubi dubidum ibi libertas +1
@gurur +1
ve gerekli açıklamayı yapıp "sana ağır gelen gerçekleri söyleyen" herkese +1

madem bu adamlar kadınlar bir işe yaramıyor git şikayet et. buralarda ağlama.

bir de üstten üstten sallamışsın yok bilimsel yok tez diye de daha türkçeden haberin yok. "orjinal, direk" gibi hatalar yapılır mı olm?
0
ruhen hastayim ben
(06.03.16)
Ay lütfen önce Türkçeyi düzgün kullan. Çalış daha iyi akademisyen ol madem.
0
mutlusismankedi2015
(06.03.16)
mail atamayan ne kadar çok insan varmış, ağlamışlar hemen. neyse siz devletin sıcak koynundan çıkıp sakın özel sektöre gitmeyin, tutunamazsınız. buralarda gezmeyin az bir şeyler okuyunda vatana millete hayırlı olun :)

@ruhen hastayım disleksim var.
sallama değil. bu kadar üniversite var bu kadar hoca var, çok azından bir şeyler çıkıyor. çoğu boşu boşuna maaş alıyor benim gözümde. sence gerçekten hocaların çoğunluğu bilimsel bir şeyler üretiyor mu? dürüstçe cevap verir misin?
öğrenme güçlüğü çekmeme rağmen pek çok şeyi ben bile bir arada yapabiliyorsam. normal bir insanın hayli hayli yapması gerek.
0
🌸fasulyek
(06.03.16)
Öğretim üyesinin görev tanımı diye bir şey uydurmuş gidiyor millet. Öğretmen işte. Öğretmenin de yapması gereken öğrencisiyle öğrenim görülen alanda ilişki sürdürmek. Onun akademik durumu, altında çalıştığı insanlarla ilişkisi, yayımlaması gereken makale, rektörlüğün falanca angaryası öğrenciyi zerre ilgilendirmez.
Onun birinci işi, evet efendim, öğrencisiyle ilgilenmektir.Öğrencisinin uyduruk özel hayatla ilgili sorunları yahut kanser olmuş olması da onu ilgilendirmez ama bir ödevle ilgili durum onu ilgilendirir.
Nokta.
0
kalemdefter
(06.03.16)
Bak burada herkes sana sabirla cevap verirken inatla insanlara saldiriyorsun. Ben gecen sene arastirma gorevlisiydim bir tasra universitesinde. Gozlemlerimi bircok entryde yazdim, acik bakabilirsin. Turkiye akademii elestirilmeli kesinlikle. Simdiye kadar bir suru hocayla iletisim halinde olmak durumunda kaldim. Cok buyuk bir kismiyla kavga ederek yollarimi ayirmak zorunda kaldim. Ama gercekten tasra universitesinde bile cok iyi calismalar yapan hocalarla karsilastim. Nerede okuyorsun bilmiyorum ama muhtemelen hic iyi hocayla karsilasmamissin, kotu bir yerde okuyor olma ihtimalin de var.

Ben universitedeyken asla bunlar gibi olmayacagim dedigim bircok hoca oldu. Ama arastirma gorevlisiyken bu lafi yedigim zamanlar da oldu. Sinav sirasinda sinavi uygulatmayacak duruma getiren ogrenciden uzerime yuruyenine, word kullanmayi gectim mailin ne oldugunu bilmeyenine kadar bir ton tipitip vardi. Adama mail adresinizi bana birakin gerektiginde iletisim kurmak icin diyorum, adam "ben onu oyun icin kullaniyorum" diyor. Bir sekilde numarami edinip cumartesi sabah 8'de arayan mi ararsin, gece 3'te "hocam hastanedeyim, yarin 2'deki derse gelemeyecegim" diyen mi arasin, hepsi vardi. Dolayisiyla tum bunlara karsi bir savunma gelistiriyorsun. He ben istifa ettim gittim.

Bu is neden bu hale geliyor diye sorgulamak yerine, hocalara saydirmak cok kolay. Sistem zaten senin bir sey uretmeni istemiyor, sabahtan aksama evrak isi, dekanlik toplantisi bilmemnesi kitliyor. Haftada 30 saat derse giren profesor var, bu adam ne zaman bilimsel uretim yapsin? Bir kisminin yapmak istemedigi konusunda hemfikiriz. Bunlar da genelde sistemin adami oluyor zaten, ya dekan, ya rektor olup bir sekilde goturuyorlar isi.

Ezcumle, kizman gereken hocalar degil, sistem. Ogrenciyi bu sekilde yetistiren, lise bitirmis koskoca insan Word nedir, Excel nedir ogretmeyen, insanlari is bulamadigi icin akademiye yonlendiren, en iyi elemanlari devlet bunyesinde barindirmasi gerekirken istatistik bilmeden doktora unvani veren sistem.

Muhtemelen sen de bu listede saydigim veya sayamadigim ogrenci ozelliklerinden birini tasiyorsun ama muhtesem bir egoya sahip oldugun icin farkinda bile degilsin. Cunku sistem seni boyle yetistirdi. Ogrenciye musteri, hocaya hizmet sektoru calisani muamelesi yapildigi icin alamadigin "hizmetin" hesabini soruyorsun.

Not: Gecenlerde ecnebi ellerde bir hoca, excelde formul yazmayi bilmeyen ogrencisinden sikayet ediyordu. "Nasil liseden mezun olabilmis? Bu ne rezalet? Egitim sistemimiz nereye gidiyor?" minvalinde. Kahkahalarla gulmeye basladim, deli sandilar beni.
0
evrim halkasi
(06.03.16)
@kalemdefter "Ogretim uyesi"nin birinci gorevi hicbir zaman, dunyanin hicbir yerinde ogrenci degildir. Okutman ve ogretim gorevlisi icin oyledir, evet. Ama ogretim uyesi her daim bilimsel uretimle mukelleftir.
0
evrim halkasi
(06.03.16)
adama bir donemde 4 tane ders kitlemisler. bu normal mi sence. bu adamin vaktinin olmamasi, herkese cevap yazamamasi normal. bu adama bir donemde bir ders verirsin, o zaman her ogrencisiyle ilgilenir, arastirmasini da yapar. rte'nin actigi mantar gibi cuvalan unilerden birinde okuyorsan gecmis olsun, yapacak bir sey yok. eski ama skindirik anadolu unilerinden birinde okuyorsan, bilki gotunu yayan hocan degil, kendileri ders almayip zorla bu kadar dersi hocana verdiren dinazor hocalardir. ben oyle hocalar biliyorum ki, adam adi dersin kayitlarinda var; ama dersi baskalarina zorla verdittiriyor ve parayi kendisi aliyor. dusunsene zorla verdigin dersin bir ogrencisi sana sekil yapiyor..valla ben hic sallamam, git rektorluge sikayet et derim olay buyurse ki hocana bir sey olmaz. sana patlar..
0
ubi dubium ibi libertas
(06.03.16)
@evrim halkasi, üniversite dediğimiz yer "okul" değil mi? Okulda çalışan insan öğretmendir yahu. Bilimle ilgili çalışmak sorumluluğu olabilir ama birinci işi öğretmenliktir. Akademik unvan edinip öğretmenlik yapmayan için durum farklıdır.
0
kalemdefter
(06.03.16)
@ubi istanbulda bir devlet üniversitesi
4 ders normal ders anlatmıyor zaten 3ünde
1 bitirme (öğrencilerle haftada bir bile görüşmüyor. eğer yönveren yardım eden okuyan biri olsa zaten bütün öğrenciler fellik fellik kaçmaz)
2 tane de farklı isimli proje dersi var. birinde her hafta gidip sunum yapıyoruz, o da bizimle dinliyor, aktif değil zaten onun katması gereken bir şey de yok. bir daha ödevlere bakmıyordur bile.
diğerinde yıl sonuna biz proje hazırlayacağız ona da karışmıyor ciddi ciddi. sadece dönem basında istediğini söyledi sonra bizi kendi halimize bıraktı.
diğerinde de ders anlatıyor.
bu arada okulum kötü bir okul değil sözüm ona ama dışardan doldurma gelen hocalar yüzünden çok içi boşaltıldı.
3 haftayı bitirdik bu hafta hocalardan biri hala ders yapmadı. dersliğe gidiyorum yok mail attım günü değiştirdim dedi. kimsenin bundan haberi yok, hiç bir duyuru yapılmamış. en son bu hafta bu sefer aradım hocam dersliğin yeri hatalı yazılmış bölümde galiba diye (çünkü yine ne hocayı bulabildim ne dersi, benim gibi başka 5 tane öğrenci buldum mal mal bakanırken) "yaaa ben unuttum sizi" dedi üzerinde haklı çıkmak için sebepsiz yere azarladı bizi. dersine gelmiyorsun evde yatıyorsun, ben 3 hafta derse boşu boşuna geliyorum bir buçuk saat yol çekip.
bana bu yüzden kimse hocaların sıkıntılarını anlatmasın. hiç saygı duymuyorum disiplinsiz ve başkalarının zamanını çalan insanlara.
0
🌸fasulyek
(06.03.16)
@kalemdefter Bir onceki cevabima donuyoruz. 'Ogrenciye musteri, hocaya hizmet sektoru calisani muamelesi yapildigi icin alamadigin "hizmetin" hesabini soruyorsun.'
0
evrim halkasi
(06.03.16)
@evrim halkasi, eğer bir hoca kibrinin nedenini "çünkü ben bilim üretiyorum, değerli vaktimi öğrencilerle geçiremem" diyerek açıklıyorsa onun alnını karışlarım.
Bu niyetle ilgili bir şey, ben buradan bile hiç öğrencisi olmadığım Kaliforniya'da ikamet eden bir üniversitenin hocasına mail atıyor ve cevabını alabiliyorsam buradaki öğrencinin kendi hocasından yanıt alamamasının mantıklı bir açıklaması olamaz.
Türkiye'de akademinin durumu malumunuz.

Neyse, orası okul. "Okul"
Akademisyen de öğretmen.
Son olarak Woody Allen'ın sevdiğim bir sözünü söylemek istiyorum.

"Yapamayan öğretir, öğretemeyen beden eğitimi dersi verir."
0
kalemdefter
(06.03.16)
(5)

Gazete arsivi (onemli bir hediye meselesi)

yalnizliktan devren kiralik
Selam. anneme bir hediye hazirliyorum.Bu hediyenin cok cok cok vurucu olabilecek bir parcasi var ama nasil yaparim bilemiyorum.Annem ortadogu gazetesinde calismis 1977-1980 yillari arasinda ve cok sayida yazisi varmis gazetede.Ancak anneannem onlari gencken gereksiz seyler zannetmis ve sobaya atmis.
Selam. anneme bir hediye hazirliyorum.
Bu hediyenin cok cok cok vurucu olabilecek bir parcasi var ama nasil yaparim bilemiyorum.
Annem ortadogu gazetesinde calismis 1977-1980 yillari arasinda ve cok sayida yazisi varmis gazetede.
Ancak anneannem onlari gencken gereksiz seyler zannetmis ve sobaya atmis. :(

Annem ne zaman konusu gecse o yazilari bulmak istedigini soyler. Bircok unlu kisi ile roportaji varmis, fotografi varmis vs.

Gazeteye ulassam bu kadar eski tarihlerin arsivleri var midir? Ve benim bunlari elde etmeme izin verirler mi?
Onca gazete icinden annemin yazilari olanlari tek tek bulabilirim ama mesele onlara erisebilir miyim burada.
Ne diyorsunuz olur mu bu is? :)
0
yalnizliktan devren kiralik
(05.03.16)
arşivleri mutlaka vardır ve böyle bir istekle giderseniz yardımcı olurlar bence. annenize ait yazı sayısı da tahmininizden daha azdır muhtemelen ve bir araya getirmekte zorlanmazsınız. biraz sabırla tek tek bakmak gerekebilir ama.
0
conrad moricand
(05.03.16)
ankaradaysanız milli kütüphaneden de ulaşabilirsiniz.
0
Ufuk
(05.03.16)
Ihtiyac olursa diye yaziyorum, Istanbul Universitesi Kutuphanesinin de gazete arsivi var.
0
evrim halkasi
(05.03.16)
Bundan bi on sene once ytude de vardi arsiv simdi ne durumdadir bilmiyorum ama
0
condom kurşunu
(06.03.16)
Beyazıt devlet kütüphanesi'ne de bakabilirsiniz.
0
mutlusismankedi2015
(06.03.16)
(13)

Geçmişteki arkadaşlarınızla ne sıklıkla görüşüyorsunuz?

steve rogers
Lise,ortaokul,dershaneler,kurslar vs... Bir zamanlar sadece aynı yerde olduğunuz insanlarla ne kadar samimisiniz?Mesela ben sosyal mesyayı pek kullanmam(kendim çevremi takip etmek için kullanmıyorum yoksa tüm hepsinde aktifim) geçenlerde swarm açtım.3 yıl önce dershanede arkadaş oldugum gruptan 3 k
Lise,ortaokul,dershaneler,kurslar vs... Bir zamanlar sadece aynı yerde olduğunuz insanlarla ne kadar samimisiniz?
Mesela ben sosyal mesyayı pek kullanmam(kendim çevremi takip etmek için kullanmıyorum yoksa tüm hepsinde aktifim) geçenlerde swarm açtım.3 yıl önce dershanede arkadaş oldugum gruptan 3 kişi hala görüşüyormuş.biraz şaşırdım ve garip geldi.şahsen benim 2 ortaokul ve 2 lise arkadaşımla düzenli görüşüyorum.şuan ünidekileri saymıyorum muhtemelen üni bitince max 3üyle aynı şekilde görüşürüm.
Gerçi ben az insan çok huzur dediğim ve sosyal medya hesaplarında aktif degilim diye böyle oluyor sanırım.
Bu tip biribirine bağlanan kız-erkek grupları genellikle sap olduğu için arkadaşlarına bağlanıyorlar deyip mini bir genelleme yapıyorum.(tabii herkes buna dahil değil çoğunluğu öyle yani benim gördğklermin çoğu)
0
steve rogers
(04.03.16)
Üniversite okuduğum şehirde, mezun olduktan sonra 3 yıl çalıştım. Genellikle üniversiteden arkadaşlarla görüşüyordum çoğunlukla. Yani samimi arkadaşlarım onlardı.

Geçtiğimiz yıl memlekete geri taşındım. Liseden 3 arkadaş şu an en yakınım olan insanlar. Zaten tatillerde geldikçe görüşüyorduk ama uzaktan çok iletişimimiz yoktu. Şimdi aramızdan su sızmıyor.

Yani 3-5 kişi oluyor tabii ki çok samimi olduğumuz. Onun dışında da denk geldikçe işte... Sen geçmiştekilerle görüşmüyorsun da yeniler mi girip çıkıyor hayatına devamlı? O saçma olurdu biraz...
0
long live rock n roll
(04.03.16)
arkadaşlıklar zaten zamanla eskiyor, insanları tanıdıkça beğenmediğin özellikler daha da çoğalmaya başlar, bu durumda benim için uzun vadeli arkadaşlık pek mümkün olmuyor maks 5 yıllık arkadaşım oluyor.
0
gezegen olan pluton
(04.03.16)
Ben görüşmem, zira paylaşacak şeyler kısıtlı oluyor. Arkadaşlar kendi dönemlerinde kaldıkları zaman güzel. Ortaokul arkadaşı ortaokulda, lise arkadaşı lisede, üniversite arkadaşı üniversitede. Ben liseyi bitireli 150 sene falan oldu, lise arkadaşımla görüşüp ne yapacağım bilmiyorum ki. Şöyle okuldan kaçtık böyle kopya çektik deyince muhabbet otomatik olarak bitiyor. Hepimiz değişmiş oluyoruz, paylaşacak şeyler de kısıtlı oluyor. Arkadaşlıklar dönem dönem edinilen bir şey olduğunda daha sağlıklı geliyor bana.
0
angelus
(04.03.16)
İlkokuldan bir tane, ara ara konuşuyoruz. Ortaokuldan iki tane, sık sık konuşuyoruz zaten biriyle üniversiteyi de aynı şehirde okuyoruz. Liseden yok.
0
i was made for you
(04.03.16)
hicbiriyle görüsmüyorum.
0
kucukharfler
(04.03.16)
ilkokuldan beri samimi oldugum her arkadaşımla görüşüyorum, üni'den 1 tane ama. Epi topu 10 tane gerçekten samimi oldugum insan var, min. 10 senelik. Her hafta görüşürüz
0
mirty
(04.03.16)
her arkadaşlığın kendine özgü bir dönemi, vakti var. hiçbiriyle görüşmüyorum. angelus + bir milyon.
0
hypathia
(04.03.16)
ilkokuldan 1, liseden 3, dersaneden 4, üniversiteden 10+ arkadaşla gorusurum. çoğundan uzakta olduğum icin haftada 1, 2 haftada 1 ya da gün aşırı telefonda görüşüyorum. saplıkla alakası olabilir kopamama ve görüşme sikliginin. bu güruhun hepsi sap çünkü.
0
fallopian
(04.03.16)
ilk ve ortayı beraber okuduğum 3 arkadaşımla en azından ayda 1 görüşüyordum. biri amerika'ya yerleşti ama diğer ikisiyle devam.
hatta bazen birbirimizin diğer arkadaşlarıyla da kalabalık grup olarak vakit geçiriyoruz, seyahat ediyoruz.
lise, üniversite, kurslar ve dershanelerden de kimseyle görüşmüyorum. facebook'ta doğum günü kutlamak, tebrik etmek dışında bi iletişimim yok.
tanıştığın ortam ve geçirdiğin zamandan çok paylaştıkların bağlıyor sanırım.
0
dijalli
(04.03.16)
Bir kaç sene önce lise arkadaşlarımla buluştuk, yakın olanlarla. Lisedeyken ağır rockçı olan abla, saçlarının tepesinde kocaman bir fiyonkla sevgilisine "aşkooomm" diyen tipe dönüşmüş. Biri zaten mıymıyın tekiydi, diğeri de garip garip hareketler. Sıkıntıdan patladım, kafalar lisede kalmış. Bana laf atmalar falan, sen de hala okuyorsunlar, bilmemneler ki master yapıyordum.
Bildiğin, hayatlar falan değişiyor. Bu nedenle buluşmuyorum artık, sosyal medyadan laf atan olursa ancak öyle.
Yakın zamanda başka sebeplerden diğer arkadaşlarımın da çoğunu hayatımdan çıkardım. Çok da iyi oldu, çok da güzel oldu ^^
0
evrim halkasi
(05.03.16)
İki liseye gittim. Birincisinden 6 kişilik bir grubuz. Birbirimizin ailesiyiz. Her gün konuşuruz, her hafta mutlaka boş olan bir kaç kişi buluşur. Ayda bir de toplu buluşma yaparız. Sevmediğimiz yönlerimiz var tabi ama takmıyoruz birbirimizi böyle kabul ettik. Sürekli konuştuğumuz hayatamızdaki her şeyi anlattığımız için paylaşacak şey bitmiyor. Birbirimizin 8-9 yıllık dostuyuz benim 7 yıllık bir ilişkim vardı onların da sevgilileri oldu hep ama değişmedi bu durum. Şu an sapız o ayrı :D

Diğer lliseden 2 kişiyle ayda yılda bir buluşuyoruz. Hayata bakışımız ve görüşlerimiz çok farklı. Ben biraz rahat insanım. Bu ikisi çok stresli ve modumu düşürüyor daralıyorum paylaşacak ortak bir şey bulamıyorum.

Ünide uzatmalı okuyorum bitince de görüşeceğim 3-4 kişi var ileride ne olur bilemem tabi.

İlkokula kadar başka bir şehirdeydim. Yılda bir ordaki arkadaşlarımla buluşurum hepsi aile dostumuz. Hep beraber yemeğe çıkıyoruz paylaşacak bir şeyler çıkıyor illa.

Bu arada tanıdığım bir kız var sürekli ilkokul, ortaokul, lise, dershane, yazlık, üniversite arkadaşlarıyla buluşuyor. Anaokulu kankileriim diye fotoğraflarını gördükçe şaşırıyorum.
0
jazzabel
(05.03.16)
Görüşmüyorum kafam rahat. Yaşasın asosyalizm!
0
rakicandir
(06.03.16)
almost never.
0
her gece aç
(06.03.16)
(3)

kitap önerisi-din,evrim,yaşam vs

lprytk
arkadaşlar bu aralar düşünüyorum neden varız,neden dinlere inanıyoruz,evrimle din çelişir mi,ateistlikvsdindarlık vs vs. siz konuyu anladınız. bana bu fikirler üzerine kitap önerisi yapabilirmisiniz?
arkadaşlar bu aralar düşünüyorum neden varız,neden dinlere inanıyoruz,evrimle din çelişir mi,ateistlikvsdindarlık vs vs. siz konuyu anladınız. bana bu fikirler üzerine kitap önerisi yapabilirmisiniz?
0
lprytk
(02.03.16)
Atalarin hikayesi olabilir. Icimizdeki Balik, Pandanin Bas Parmagi hafif duzeyde kitaplar. Tanri Yanilgisi'ni da begenmistim ben. Dawkins'ten cok hoslanmamakla birlikte bazi kitaplari gayet iyi. Stephen Jay Gould'un tum kitaplarini okuyabilirsin. Takildigin yer olursa bir mesaj kadar uzagindayim ^^
0
evrim halkasi
(02.03.16)
erich fromm - psikanaliz ve din

önce bunu okumanı şiddetle öneririm. internet üzerinden bolca evrim ağacı makaleleri de evrim hakkında doğru bilgilere ulaşmanı sağlayabilir. ayrıca metin özbek - 50 soruda insanın tarihöncesi evrimi kitabı iyi bir giriş kitabı olabilir.
0
fakirpislik06
(02.03.16)
aynen bu şekilde giriş kitapları şu an için iyi olur. yalnız istediğim hep bir görüşü savunan şeyler olsun değil. diğer görüşe göre kitaplarda olursa iyi olur.
0
🌸lprytk
(02.03.16)
(4)

Hayvanlarda ırk var mı?

ya ben lan neyse
bu konuyla ilintili iki sorum var dostlar:1. hayvanlarda ırk var mı? ırk dediğimiz şey salt kültürel bir şey mi?2. insanlarda hayvanlardaki gibi tür var mı?
bu konuyla ilintili iki sorum var dostlar:

1. hayvanlarda ırk var mı? ırk dediğimiz şey salt kültürel bir şey mi?

2. insanlarda hayvanlardaki gibi tür var mı?
0
ya ben lan neyse
(01.03.16)
hayvanlarda kullanılan ırk kelimesi ile insanlardaki birbirine tam uyuşmuyor. aslında alttür için ırk terimi kullanılıyor genelde. şurda bir bilgi var:tr.wikipedia.org
0
muhyiddin ibn sartre
(01.03.16)
Alt-tur icin irk kullanilsa da irk kavraminin biyoloji bir temeli yok. Dolayisiyla ne insanda ne de hayvan da irk var.
0
evrim halkasi
(01.03.16)
1) ingiliz atı, arap atı, alman çoban köpeği, ingiliz tazısı vs.
2) türden kasıt nedir anlamadım?
0
selam
(01.03.16)
1. asıl hayvanlarda alt-türlerin tanımlanması için ırk var. insanlarda ırk yok. kültürel bir tanımlama olması açısından ırk çok yanlış bir ifade.
2. günümüz insanlarında tür diye ifade edebileceğimiz ayrı bir insan formu yok.

sonuç itibariyle hayvanlar "ırk" kavramı ile temel biyolojik ve davranışsal farklılıklarına göre ayrıştırılıyor. insanlarda ise saçma sapan bir şekilde kültürel bir ayrıştırma söz konusu. bir ırk olarak tanımlayacaksak "insan ırkı" doğru bir ifade olur. bunun dışında kültürel ve sosyal farklılıklara göre sınıflandırmanın adının ırk olması tarihi bir saçmalık.
0
uuth
(01.03.16)
(9)

bu grup ciddi mi?

loser blueser
https://www.facebook.com/groups/haksahibi/sb
0
loser blueser
(29.02.16)
arada dalga geçenler de olmuş ama geri kalan kısmı bayağı ciddi gibi :/
0
devilred
(29.02.16)
80 lira diyorlar ben de mi satsam :)
0
cekilmis gayfe
(29.02.16)
"Devam etmek için giriş yapmalısın."

Birisi özetlerse sevinirim merak ettim.

Edit: b +rh güzel teklif gelirse değerlendiririm.
0
new day new life
(01.03.16)
herkes kan grubu belirtip böbrek alıp satıyor fiyat felan verenler var

s9.postimg.org
0
masa penisi
(01.03.16)
Oha soyle bir sey var:
"türkiyede böbrek amelyatı olmak ısteyen hastalar vericiniz akraba gibi gosterılır orjınal evrak ıle kuruldan rahat gecmenızı saglıyacak sekılde ılgılenen varsa msj atsın kesınlıkle on odeme peşinat yok"
0
evrim halkasi
(01.03.16)
sahibinden 2. el böbrek
0
gargamel
(01.03.16)
"slm ab+ poz acil satlık alkol yok ciddi olan önce msj atsın mumkunse 2 tane var borctan dolayı gaziantep teyız beklıyoruz..."

ahahaha
0
makarnavodka
(01.03.16)
ben de 0+'im, o kadar para ediyorsa bir düşüneyim:)
0
yalnux
(01.03.16)
Üzücü :(
0
eksimeksi
(01.03.16)
(6)

Hatay yolcusuyum yarin 15 gunlugune

charlotte blanc
orada isten sonra takilmalik neresi var ? expatlarin falan gittigi yerler mesela.
orada isten sonra takilmalik neresi var ? expatlarin falan gittigi yerler mesela.
0
charlotte blanc
(29.02.16)
bir çok tarzda yer var. yöresel yemekleri tatliları ayrica dene. humus, künefe vs..
0
1adam
(29.02.16)
daha cok alkol falan ya
0
🌸charlotte blanc
(29.02.16)
ona da ben uzağim.
0
1adam
(29.02.16)
hatay ama neresi? iskenderun? antakya?
0
golgem var iyi ki golgem var
(29.02.16)
iskenderun
0
🌸charlotte blanc
(29.02.16)
Antakya'da Ocakbasi'na mutlaka ugra. Hem alkol, hem yemek icin. Cabaret Bar vardi ama pek begenen yoktu, dene istersen.
0
evrim halkasi
(29.02.16)
(14)

Gece Gece Aklıma Takılan İlginç soru

technicalte
ilkokulda gördük ya himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca tüyler siyah çıkıyor.peki norveçli bir grup çifti sahra altı bi afrika ülkesine göndersek. örneğin uganda.bu çiftler uganda'da 4-5 nesil yaşasa çocuk yapsalar ( beyazlarla beyazlar evleniyor düşünün), 4-5 nesil nerden baksan 300--
ilkokulda gördük ya himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca tüyler siyah çıkıyor.

peki norveçli bir grup çifti sahra altı bi afrika ülkesine göndersek. örneğin uganda.
bu çiftler uganda'da 4-5 nesil yaşasa çocuk yapsalar ( beyazlarla beyazlar evleniyor düşünün),
4-5 nesil nerden baksan 300--400 yıl
bu kadar süre sonunda bu insanların çocukları siyahi olur mu ? ya da kaç sene sonra olur.
bakın siyahi diyorum, survivora katılan elemanlar gibi bronzlaşan demiyorum. doğuştan siyah olacak.
bununla ilgili yapılmış bir deney/araştırma var mı?

cevap evetse, yani ırk 300-400 senede ya da olmadaı bin-2 bin sene sonunda siyaha dönüşüyorsa yani ten renginin sadece doğal çevre etmenlerine göre değiştiği açıksa neden siyahilere karşı ırkçılık var?
yani özellikle siyahilere karşı yapılan ırkçılığın kökenini bi türlü anlayamıyorum.
bununla ilgili kitap vs. önerirseniz o da olumlu.
gece gece marthur luther kinge bağladım kusura bakmayın

not: siyahi değilim.
0
technicalte
(28.02.16)
ben de ek yapiyim bazi surungenler ucmaya baslamis avlari yukarda diye yerde yiyecek yok diye. ayni durum iher canliya olsa ucar mi yuzbinlerce yil sonra??
0
partizan
(28.02.16)
insanda beyazdan siyaha dönüş olur mu emin değilim çünkü insanoğlu önce siyahtı sonradan beyaz olmuş. (bkz: ilk insanların afrika'dan gelmesi)
eğer bunun olmasını engelleyen genetik bir sebep yoksa olabilir ama bunu 10binlerce yılla ifade edebiliriz bence.

siyahilere yapılan ırkçılık direkt olarak renkleriyle alakalı değil. önce siyahlar gelişseydi ve beyazları köle alsalardı beyaz olmak kötü sayılırdı. olay renkte değil, o renge sahip insanların çağrıştıklarında. insanın kendinden olmayanı dışlama refleksi hep vardı ama siyahların köle olarak adının çıkması kadar derin bir ırkçılığa sebep olmazdı diye düşünüyorum.
0
baba jo
(28.02.16)
Şimdi şöyle bir örnek vereyim ancak birebir değil bunlar elbette, yanlış olabilir.
Soğuk ülkelere göç eden siyahileri (afro-amerikanlar misal) düşünüldüğünde, 2-3 nesil sonra dahi hala d vitamini eksikliği görülebiliyor (genler ve yeterli güneş ışığı alınmaması sebebiyle). Yani burada bir uyum söz konusu değil henüz. Belki 6-7 nesil sonra görülebilir, ya da daha fazla.

Çünkü neticede, göç yollarına bakılırsa ilk atalar zaten Afrika'dan köken alıyor ve kuzeye çıkıldıkça ten rengi açılıyor ve dolayısıyla güneş ışığına maruz kalma azalıyor ve neticesinde de d vitaminine olan gereksinim normal bir siyahiye göre daha az oluyor. Ancak ilgili süre göz önüne alındığında 2bin sene bile az.

Birebir değil demiştim, çünkü farklı genler etkili burada (d vitamini ve melanin(renk pigmenti) farklı genler). Ancak bu açıdan bakılabilir.

Dolayısıyla olaya tersten bakarsak, zaten kökenimiz siyahi, yani soğuk ülkedeki bir insanı alıp ten renginin değişmesine bakmaya gerek yok. Bu açıdan da siyahilere yapılan ırkçılığa gülüp geçmek işten bile değil. Kökeniyle alakalı çok bir bilgim yok açıkçası ama "Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi-Alaeaddin Şenel" in kitabına bakabilirsin, bende yeni okumaya başladım ki bununla ilgili bir bölüm var diye hatırlıyorum şu an bakmaya üşendim.

ps: insan mitokondri geni sadece anneden yavruya aktarılır. Kapsamlı bir çalışmada insan mitokondri geninin kökenlerine inildiğinde antropolojik olarak çıkarılan göç haritasıyla uyumlu olduğu gösterilmiş. ilgili göç yolağı şu link üzerinde; www.jeffdonofrio.net
0
sefil
(28.02.16)
ilkokulda gördük ya dedikten sonrasını okuyamadım :D ben bir güün öncemi ünutuyorum :D
0
siyahtuval
(28.02.16)
Oncelikle, biyolojik olarak irk diye bir kavram yok. Kavram kargasasi yaratmamak icin o tartismayi bir kenara birakiyorum.

Sorunun cevabi olmaz. Cunku bunun icin 4-5 nesil degil, cok daha fazlasi gerekir. 4-5 nesil dedigimiz ortalama 150 bilemedin 200 yillik bir sure. Insanda ten renginin beyaz olmasina dair bulunan genlerden birkaci, ortalama 8 bin yil once dogal secilime ugruyor. Yani bu cok daha fazla nesil demek ki zaten buna gore bir hesaplama yapmak imkansiz. Cunku bunu kontrol eden tek bir gen yok. Dolayisiyla mutasyonun gerceklesmesi ve ortamda avantaj saglamasi gerekiyor, topluluk kucukse zaten bu da zor.

Irkcilik politik bir kavram. Her turlusu zararli ve embesilce. Herhangi bir sucu genlere atarak toplumdaki yapisindaki sorunlari cok guzel ortuyorlar. Cunku gerizekalilar.

Tavsan olayi bambaska. O cevrenin genler uzerindeki etkisini anlatmak icindi sanirim. Sicakliga bagli olarak, ilgili gen protein olusturuyor veya olusturmuyor (gen anlatiminin duzenlenmesi), o nedenle tavsanin rengi degisiyor.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@evrim halkası: dediklerinizi anladığımdan emin olamadım, ben de şunu sorsam:

kaç gen ile belirlendiklerinden bağımsız olarak, cilt rengindeki olası kategoriler ayrı birer dizilime tekabül ediyor ancak tavşan kürkünün renginin açılabilip açılamadığı şeklinde ifade edilebilecek özellik, dizilimi net olup hayvanda ya vardır, ya yoktur diyeceğiniz bir şey, doğru mu? yani bu uyum sağlamanın kendisi zaten ayrı ifadesi olan bağımsız bir gen doğru mu? (yani kimyasal değişimin olabilirliği de yine bir gen saysesindedir herhalde, varsayımını yapmış oldum bu noktada)

eğer doğru anladıysam ten rengine dışarıdan etki eden bu şekilde ikinci bir gen neden yok, onu merak ediyorum da, zamanınız varsa sormak istedim. yani bronzlaşabilme tam da buna tekabül eden bir özellik, kim demiş bunun olmadığını, diyecek olursanız, neden bronzlaşmayla gerçekleşen kararma siyahi kimselerdekinden bu denli farklı görünüyor dışarıdan, aynı koyuluğa varılamıyor?
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@godoşu beklerken: Kisaca soyle soyleyeyim.

1- Insanda deri rengini belirleyen bir takim genler var. Tavsanda kurk rengini belirleyen bir takim genler var.

2- Insanda deri rengini belirleyen genlerde zamaninda meydana gelmis olan mutasyonlar, Avrasya ikliminde avantaj sagladigi icin toplumda secilmeyi basarmis. Yani bu yeni mutant gene sahip bireyler saglikli bir sekilde ureyebilmis. Bu dogal secilim mekanizmasi, gen dizilimlerinde meydana gelen degisimler var.

3- Tavsandaki olayi en son on yil once falan gordum, tam hatirlayamiyorum ayrintilarini, yanlis bilgilendirmek istemem. Ama durum soyle bir sey olmali kabaca. Sicaklik 4 derece oldugunda, kurk rengini belirleyen genin protein uretmeyi durdurdugunu farz edelim. O zaman var olan tuy rengi degisecektir. Biraz daha karmasik bir mekanizma olabilir, ama net olan su: Burada gen diziliminde herhangi bir degisiklik yok. Cevre etkisiyle gen anlatimi duzenleniyor sadece. Dolayisiyla yukaridakinden tamamen farkli bir mekanizma.

Yarina kadar ayrintilarini yazan kimse olmazsa, akliselim bir kafayla teyit edeyim su tavsan olayini. Ayrintilariyla yazarim o zaman.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@godoşu beklerken, evrim halkasi; himalaya tavşanlarında olay sadece vücudun soğuk olan bölgelerinde pigment üretiminden sorumlu olan enzimin düşük sıcaklıkta katalitik aktivitesini kazanmasıyla alakalı. yani sıcaklık düşükse aktivite kazanıyor, sıcaklık yüksekse aktivitesini yitiriyor, genle alakalı bir (ne dizilim ne de ifade) değişiklik olmuyor.

buna aslında heat-shock genleri örnek olarak verilebilir. drosophila (meyve sineği)'da bulunan bu genler, eğer çevre sıcaklığı çok artıyorsa, kendilerini korumak için birtakım proteini üretmeye başlıyorlar ve kendilerini bu sıcaklıktan koruyup baskı altından uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

bunu da yapma şekilleri şu; sıcaklık normalken genler "kapalı". yani dizi orada sabit ancak ifade edilmiyor, yani eyleme geçmiyor orada duruyor öyle. ancak sıcaklık sineğin dayanamayacağı boyuta ulaştığında bu genler "açılıyor". böylece ifade yapılabilir artık yani eyleme geçiyor ve genin ifadesi olan proteinler sentezlenmeye başlanıyor.

bronzlaşma da şu şekilde, her insanda renk pigmentleri farklı yoğunlukta sentezleniyor. güneş ışığıyla bunu belirli bir seviyeye kadar arttırabiliriz. genetik sınırlandırmalar diyebiliriz buna. o genin ifadesi için sadece güneş ışığının yoğunluğu değil başka şeyler de etkili olduğu için en çok bu raddeye gelebiliyor, boy uzunluğu gibi. dolayısıyla uyum sağlamanın kendisi ayrı bir gen değil, zaten o gen üzerinde ama o gen değişmiş, buna adaptasyon deniyor. drosophila'daki durum ise modifikasyon, yani o gen zaten var sadece çevre şartlarına göre değişiyor. bizdeki renk pigmentinin güneş ışığına maruz kalınmasıyla değişmesi gibi (ki eski haline geri dönüyor, renginiz açılıyor bir süre sonra). ancak asıl olay bunun zaman içerisinde kalıcı olarak gerçekleşmesi yani adaptasyon. bu da mutasyonlar sayesinde oluyor ve gelecek nesillere aktarılıyor.
0
sefil
(28.02.16)
himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca neden tüyler siyah çıkıyorki?
kamufle olmak için beyaz olması gerekmiyor mu?
0
eksimeksi
(28.02.16)
@evrim halkası, sefil: gerçekten çok, çok teşekkür ederim fakat bu adaptasyon ve mutasyondan sayılamayacak şeylerin gen ifadesinin düzenlenmesi olduğunu, kendilerinin de ayrı bir gen olmadığını söylemişsiniz ya, neyin ne şekilde, hangi ölçüde düzenlenmesi gerektiğini vücut nasıl anlıyor? spontan reaksiyonlar mı oluyor bu noktada?

yıllar evvel kazuo bilmem ne diye bir adamın yazdığı genetik zeka diye bir kitap okumuştum da bu hususta, canlılardaki gen açma/kapama özelliğinden bahsediyordu, yani sanırım tam da sizin değindiğiniz şeyden bahsediyordu. fakat işin kimya boyutuna gelince neden-sonuç sıralamasını doğru kavramaya çalışıyorum.


örneğin sefil "şu fiziksel şartlarda şu proteinler üretiliyor bunun yolu da o proteini üretecek enzimin o belirli fiziksel koşulda aktivasyonunun artması ve katalitik nitelik kazanmasıyla mümkün oluyor" mealinde bir açıklama yaptı ya, işte o noktada merak ettiğim:

bu enzim bir tek bu iş için kullanılan bir enzim diyelim, işte bu enzim 1. gerekli koşullar oluşana kadar ortalarda yok galiba? 2) enzimin üretimi için RNA'dan gelen kodlama emri yine DNA'da bir yere tekabül etmiyor mu?


3. hatırladığım kadarıyla "yaşam nasıl başladı" sorusuna iki farklı cevap veren hipotezler vardı. i) central dogma of science [ -dna->rna->protein sentezi], enzim ii) rna-world hypothesis

ii'de yaşamın başlamasının dünya yaşına göre aslında nispeten hızlı olma sebebinin aslında birtakım rna zincirleri ve enzimlerin aynı anda dna'dan önce ortada olup oradan ters transkriptaz yardımı ile ters transkripsiyon -öyle deniyordu galiba-, yapmaya başlaması ile açıklanabileceği gibi bir şey okumuştum ve o durumda bahsettiğiniz enzimlerin default olarak hücrede varolup ama yine de kendilerini yeniden sentezleyebilecek ilgili dna'yı rna'dan kodladığı gibi bir ihtimal oluyor anladığım kadarıyla ve sizin söylediğiniz gibi bir gene bir özelliği açtıran/kapatan, bir proteini sentezleten veya sentezletmeyen söz konusu enzimin başka bir gen olmadan varolabilmesi bu ikinci hipotezi doğrulamıyor mu?

yani o enzimi oluşturabilme yetisi, oluşturmak gerektiği bilgisi başka nasıl anlaşılabilir? bilgi az olunca kafa da gördüğünüz gibi karışıyor böyle; bağlamaya çalışıyorum bunları. zamanınızı almış oldum yine, dilerseniz nette git şunu oku diyin, oraya da bakarım.
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@eksimeksi, güneş ışığından daha çok faydalanmak için böyle bir modifikasyona gitmiş olabilir.

@godoşu beklerken,

1) aslında basit olarak gen ifadesinin düzenlenmesini modifikasyon gibi düşünebiliriz. neticede ortam şartlarına -geçici- olarak uyum için gen ifademizi düzenliyoruz. fakat, heat-shock genlerini düşünürsek; çevre şartlarına göre ifadesi değişiyor değil mi (değişkenlik)? bir de ikinci olarak çevre şartlarına ifadesinin değişeceğini gösteren bir kalıcılık (kalıtımsal olarak aktarılmış) var. peki bu nasıl gerçekleşiyor?

şimdi hangi genin açılıp kapanacağı yine aslında dna içerisinde belirlenmiş. bir gen başka bir genin de ifadesini kontrol edebiliyor. buna ilaveten hücrenin maruz kaldığı sinyaller de gen ifadesini değiştirebiliyor. klasik santral dogma'dan başlarsak;

dna aşamasında; dna metillemesi ile gen kapatılabiliyor, histon asetilasyon/deasetilasyonu ile genler kapatılabiliyor, transkripsiyonda görevli faktörlerin sayısı-yapısı-var olup olmamaları, inhibitör-aktivatörler vs vs. genin açılıp açılmayacağını bize söylüyor.

rna aşamasında; rna'nın kırpılması, sahibi olduğu dizi (kırpılmayla sıra değişiyor, alernatif splicing diye aratıp bakabilirsin), sitoplazmaya çıktığında mrna'yı ribozoma yönlendiren sinyal faktörleri, translasyondan sorumlu-aktive eden-inhibe eden proteinlerin varlığı vs bize rna'nın proteine dönüşüp dönüşmeyeceğini söylüyor.

protein aşamasında; protein translasyona uğrasa bile, çeşitli kimyasal modifikasyonlarla asıl haline kavuşabiliyor ya da gereksiz görülürse yıkılıp yok edilebiliyor.

yani burada görmemiz gereken büyük resim şu; ufak bir protein üretiminde dahi birçok değişken işin içine giriyor ve her bir değişken de ayrı ayrı kontrol edilerek büyük ölçüde her aşamada ayrı bir kontrol sağlanarak bu genin ifade edilip edilmeyeceği kontrol ediliyor. çok saçma bir örnek olacak ama göz önüne gelmesi için yazıyorum yoksa mekanizma böyle değil, mesela stres altındasın ve adrenalin salgılamaya başladın. adrenalin salgılayan hücrelerinde o salgıyla ilgili olan genler transkribe olmaya yani ifade edilmeye başladı. ancak daha tam rna'lar proteine dönüşecekken stres durumundan kurtuldun, artık adrenalin salgılamana gerek yok ve bununla ilgili bir sinyal geldi hücreye. işte tam o esnada protein yapımını durduruyor gibi düşün. yani her an değişen dinamik bir yapı var ve hücre anında hızlı bir cevap oluşturarak bunu yerine getirmeye çalışıyor.

2) dolayısıyla toparlama: o enzim hem ortada olabilir hem de olmayabilir. yani bu en ama en başta genin açık olup olmamasına bağlı. eğer gen açıksa rna sentezlenmiştir okey, ancak proteine çevrilmeden sitoplazmada bekliyordur, çevre durumuna göre çevrilecektir. ha ama gen kapalıdır (heat-shock örneği gibi) rna da yok ortada dolayısıyla, çevre şartı değişince bu sefer gen açılıyor sonra rna transkribe oluyor. yani bu durum özelliğe, karaktere, gene vs göre değişiyor. birinci ve ikinci soruları kapsıyor bu yazdığım.

3) bununla ilgili sözlükte bir entry yazmıştım ama sildim. aynen kopyalayıp yapıştırıyorum buraya;

şöyle ki, 2002 yılında paul&joyce arkadaşlar ribozimler (ribozim: enzimatik aktivitesi olan rna molekülleri) üzerinde çalışırlarken bir rna keşfettiler. bu rna, self-replicating bir rna olan r3c ligaz ribozom idi. bu rna, içerdiği baz dizisine göre 3d konformasyonu kazanarak kendi kendini replike edebilme özelliğine sahip. ve bu replikasyon aşamasında bu rna molekülü kendini stabil tutuyor. yani demek istediğim şu şekil üzerinde görülebilir. yani bu molekülün kendisi stabil değil, çünkü rna molekülleri tek zincirli olduğundan çabuk parçalanırlar, ancak replikasyon sonucu stabil oluyorlar çünkü çift zincirli hale geçiyorlar. işte bu molekül muazzam bir molekül. neden mi? çünkü dna da çift zincirli ve oldukça ama oldukça stabil bir yapı. dolayısıyla, rna'nın dna'dan daha önce ortaya çıktığı ve bu rna'daki bilginin daha kalıcı hale gelebilmesi için dna'nın oluştuğu, böylece bilginin depolanarak rna davranışının kontrolünün sağlanmasının gerçekleştirildiği düşünülmekte. elbette bu da bir teori. ancak sağlam bir teori olduğu bilim camiasında özellikle konuşma konusu.

peki, bu rna molekülü ortamda var diyelim. e bir şekilde kendini stabil hale getirmeye çalışıyor diyelim, tamam. ancak çevre denilen bir etmen var ortada. nasıl değişeceği bilinmeyen bir şey bu. dolayısıyla, bu rna molekülü çevreden korunmak isteyecek. kendini yaşatması için korunmak zorunda. bunu nasıl yapacak?

burada da keşfedilen bir şeyler var. bunlara protobiont deniliyor. bu yapılar biyolojik hayatın ilk prototipleri. bunlar şu şekil yapılar. yani bu tipler, dış çevreden izole bir ortam oluşturuyorlar kendi kendilerine. test tüplerinde dahi bunu gerçekleştirdikleri kanıtlandı. yani, rna molekülümüz bu prototipin içine girmiş ve çevre şartlarından korunmuş olabilir. bu da bize hücrenin nasıl oluştuğunu gösteriyor.

gelelim hücreye.

hücre hayatta kalmak isteyecek. bunun için çeşitli faaliyetler göstermesi lazım. bu faaliyetler özetle; yapılarda oluşan hasarların tamiri, yeni molekül sentezleme, gerekli moleküllerin ve enerjinin dışarıdan alınması, düşmanlara karşı savunma kimyasallarının salınması, hücre içinde üretilen kirleticilerin atılması vs vs.
hücre bunları başarıyla gerçekleştirdi evet fakat ölüm kaçınılmaz. uzun vadede tek çaresi kendinden bir kopya oluşturması ve böylece kendini yedeklemesi. neden? çünkü kopyalardan biri ölürse, diğeri hayatta kalabilir. peki bu yeni kopya, önceki hücrenin tüm faaliyetlerinin düzenlenmesi bilgisini nereden bilecek?

buradaki keşif: genetik materyal. hücre, genetik materyali ile bu faaliyetlerin düzenlenme bilgisini kopya hücresine aktaracak. ancak, bu kopyalama işlemi illa karbon kopya şeklinde mi olmalı?
hayır. niçin? çünkü çevre şartları öyle bir değişebilir ki hiçbir kopya yaşayamayabilir. bu sebepten hücre mutasyon geçirecek ki çevresel değişikliklere karşı uyum sağlanabilecek değişiklikler meydana gelsin.
çevre şartlarının nasıl değişeceğini hücre önceden kestirebilir mi?
tabii ki hayır. o halde ne yapacak; mutasyonlar rastgele oluşturulacak, mümkün olduğunda çok sayıda kopya alınacak. neden mi? çünkü, birbirinden farklı genetik materyale sahip kopya sayısı ne kadar fazlaysa değişen çevre şartlarından en az birinin hayatta kalma şansı yüksek olsun diye.
işte burada da evrimin başladığı noktaya geliyoruz.

son not: ayrıca bilginiz hiç de az değil, hiçbir şey bilmeyene anlatmak çok çok daha zor oluyor, nitekim zaten karışık bir mekanizma. benim bile kafam alamayabiliyor bazen:)
0
sefil
(28.02.16)
sefil cok cok guzel aciklamis hepsini. Ben sunu soylemeye geldim: Nasil anliyor diye sormussun ya anlamiyor! Cok net cevap bu. Bu kadar karmasik olaylar kimya ve fizik kurallari ile oluyor aslinda. Ornegin, bir enzimin hucredeki yogunlugu arttiysa, onun DNA'ya ulasma sansi artiyor. Soyle dusun, bir enzimin hucrede 10 molekulu olsun, bunlar hareken halindeyken surekli bir yerlere carpiyorlar, eger kimyasal olarak mumkunse hemen bag kuruluyor. 10 birim enzim bir nedenle 1000 birim olursa o carpmanin sikligi artacak baglanma bolgesine denk gelme ihtimali artacaktir. Baglandigi yer bir genin anlatimini durduran bir yer olabilir. Baska bir sey de olabilir. Bunu cok ustunkoru bir ornek olarak verdim, bundan cok daha farkli mekanizmalar da var tabii.

Bir de bunu sanki boyle surekli hatasiz ilerleyen bir sistemmis gibi anlatiyoruz ama aslinda oyle degil. Tum bu sureclerde inanilmaz hatalar oluyor. Yani ortada bir mukemmeliyet yok.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@sefil: :) :) çok teşekkür ederim.

sözlükten sildiğinizi söylediğiniz entry'nin olduğu kısımda proto yaşam formlarından bahsetmişsiniz: bunlar acaba phospholipid bilayer içerisinde şimşek çakması ile başladığı düşünülen kimyasal reaksiyonlar sonucu oluştuğu varsayılan, muhtemelen amino asitli ama dna'sız ilk hücre yapıları mı oluyor, daha doğrusu bahsettiğiniz deney urey-miller deneyi midir acaba?
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@godoşu beklerken, entryi direkt buraya kopyalıyorum :)

her şey ama her şey, evrenin ve termodinamiğin altın kuralı olan minimum enerji maksimum düzensizlik ile başladı. atomlar bu düzensizliği gösteren en küçük yapılar, elektronların enerjisi sebebiyle. bir atom daha fazla enerji harcamamak için elektronlarını verme-alma-paylaşma yoluna gider. bu yolla moleküller oluşur. moleküller de kararsız olabilir, yani daha az enerji harcamak isteyebilir. bu yolla da moleküller bir araya gelerek molekül komplekslerini oluşturur. sonrasında bu kompleksler bize hücreyi, hücreler organizmayı, organizmalar türü, tür ise ekosistemi önümüze getirir.

bundan 4,5 milyar yıl önce oluşan yeryüzünde ilk ortaya çıkan kimyasallar hepimizin bildiği üzere mineraller idi. peki, bu yolla dna, rna, protein, karbonhidrat, lipid, replikasyon, metabolizma nasıl oluştu ve gelişti?

burada herkesin bildiği, stanley miller-harold urey deneyi işin içine giriyor. bu iki deli bilim insanı ilk atmosfer koşullarını önümüze getirerek, temel yapıtaşlarının nasıl oluştuğunu bize gösterdiler. ancak bir sıkıntı vardı, bu yapıtaşlarının oluşması için atmosferin indirgeyici bir atmosfer olması şarttı. sonrasında buna sebep olabilecek şeyler henüz keşfedilemediğinden deneyin kabul edilemez olduğu söylendi. ancak ki, şu an yapılan ve teorize edilen araştırmalara göre (burada işin içine jeoloji giriyor), bu indirgeyici atmosferi oluşturan yapılarda gerekli olan metan ve amonyak kaynağının yanardağ çıkışlarının olabileceği öne sürüldü. aynı zamanda hala yeryüzünde var olan çamur volkanlarının ve derin deniz kaynaklarında meydana gelen patlamaların bu indirgeyici ortamı sağladığı özellikle düşünülmektedir. esasen, kuvvetli bir teori olduğu da yadsınamaz.

şimdii, buradan şuraya geliyoruz; tamam temel yapıtaşları oluştu. peki dna nasıl oluştu?

şöyle ki, 2002 yılında paul&joyce arkadaşlar ribozimler (ribozim: enzimatik aktivitesi olan rna molekülleri) üzerinde çalışırlarken bir rna keşfettiler. bu rna, self-replicating bir rna olan r3c ligaz ribozom idi. bu rna, içerdiği baz dizisine göre 3d konformasyonu kazanarak kendi kendini replike edebilme özelliğine sahip. ve bu replikasyon aşamasında bu rna molekülü kendini stabil tutuyor. yani demek istediğim şu şekil üzerinde görülebilir. yani bu molekülün kendisi stabil değil, çünkü rna molekülleri tek zincirli olduğundan çabuk parçalanırlar, ancak replikasyon sonucu stabil oluyorlar çünkü çift zincirli hale geçiyorlar. işte bu molekül muazzam bir molekül. neden mi? çünkü dna da çift zincirli ve oldukça ama oldukça stabil bir yapı. dolayısıyla, rna'nın dna'dan daha önce ortaya çıktığı ve bu rna'daki bilginin daha kalıcı hale gelebilmesi için dna'nın oluştuğu, böylece bilginin depolanarak rna davranışının kontrolünün sağlanmasının gerçekleştirildiği düşünülmekte. elbette bu da bir teori. ancak sağlam bir teori olduğu bilim camiasında özellikle konuşma konusu.

peki, bu rna molekülü ortamda var diyelim. e bir şekilde kendini stabil hale getirmeye çalışıyor diyelim, tamam. ancak çevre denilen bir etmen var ortada. nasıl değişeceği bilinmeyen bir şey bu. dolayısıyla, bu rna molekülü çevreden korunmak isteyecek. kendini yaşatması için korunmak zorunda. bunu nasıl yapacak?

burada da keşfedilen bir şeyler var. bunlara protobiont deniliyor. bu yapılar biyolojik hayatın ilk prototipleri. bunlar şu şekil yapılar. yani bu tipler, dış çevreden izole bir ortam oluşturuyorlar kendi kendilerine. test tüplerinde dahi bunu gerçekleştirdikleri kanıtlandı. yani, rna molekülümüz bu prototipin içine girmiş ve çevre şartlarından korunmuş olabilir. bu da bize hücrenin nasıl oluştuğunu gösteriyor.

gelelim hücreye.

hücre hayatta kalmak isteyecek. bunun için çeşitli faaliyetler göstermesi lazım. bu faaliyetler özetle; yapılarda oluşan hasarların tamiri, yeni molekül sentezleme, gerekli moleküllerin ve enerjinin dışarıdan alınması, düşmanlara karşı savunma kimyasallarının salınması, hücre içinde üretilen kirleticilerin atılması vs vs.
hücre bunları başarıyla gerçekleştirdi evet fakat ölüm kaçınılmaz. uzun vadede tek çaresi kendinden bir kopya oluşturması ve böylece kendini yedeklemesi. neden? çünkü kopyalardan biri ölürse, diğeri hayatta kalabilir. peki bu yeni kopya, önceki hücrenin tüm faaliyetlerinin düzenlenmesi bilgisini nereden bilecek?

buradaki keşif: genetik materyal. hücre, genetik materyali ile bu faaliyetlerin düzenlenme bilgisini kopya hücresine aktaracak. ancak, bu kopyalama işlemi illa karbon kopya şeklinde mi olmalı?
hayır. niçin? çünkü çevre şartları öyle bir değişebilir ki hiçbir kopya yaşayamayabilir. bu sebepten hücre mutasyon geçirecek ki çevresel değişikliklere karşı uyum sağlanabilecek değişiklikler meydana gelsin.
çevre şartlarının nasıl değişeceğini hücre önceden kestirebilir mi?
tabii ki hayır. o halde ne yapacak; mutasyonlar rastgele oluşturulacak, mümkün olduğunda çok sayıda kopya alınacak. neden mi? çünkü, birbirinden farklı genetik materyale sahip kopya sayısı ne kadar fazlaysa değişen çevre şartlarından en az birinin hayatta kalma şansı yüksek olsun diye.
işte burada da evrimin başladığı noktaya geliyoruz.

(akılda şöyle bir soru olabilir; "mutasyonlar nasıl rastgele oluşabilir yahu?" diye. genetik materyal ne denli küçükse mutasyon geçirme olasılığı da o denli yüksektir. en basit örnek; çekirdek genomu daha az mutasyon geçirirken (yaklaşık 3300 megabazdan oluşur), mitokondri genomu (16,6 kilobazdan oluşur) daha fazla mutasyon geçirir. çünkü daha küçüktür. dolayısıyla, hücre kafasına göre ya şurada bi mutasyon oluşturayım diyecek zekaya elbette sahip değil, bu zaten süreç içerisinde, replikasyonun kendiliğindenliği sebebiyle gerçekleşen bir durum.)

buraya kadar tamamız sanırım.
devam ediyorum: şimdi hücre genetik çeşitliliğini arttırmak isteyecek ki uzun vadede kopyalarının yaşama şansı olsun. her birey diğerinden bağımsız olarak kendini kopyaladığından, her biri diğerinden bağımsız mutasyon oluşturur. e bizim genetik materyalimiz oldukça sınırlı. eğer hayati genlerde bir mutasyon olursa ne olacak?

bu genetik çeşitlilik üzerinde negatif bir etki. o zaman hücreler, genetik materyal değişimini gerçekleştirecek. bu şu demek; çiftleşme. yani hücreler genetik materyal alış-verişi yapacak. yahu olur mu öyle şey demeyin. hala oluyor. nasıl mı? buyrun size en basit e.coli'deki plazmit aktarımı, yani konjugasyon.

e şimdi, bu genetik çeşitlilik arttı, yeni yeni bireyler ortaya çıktı. fakat bireyler birbirinden çokça farklılaşırsa genetik alış-veriş mümkün olmayacak. bunun için hücre ne yapacak, bireyler ancak kendilerine genetik olarak yakın olan bireylerle genetik materyal alışverişinde bulunacak. dolayısıyla, bu hücreler özelleşecek ve tür dediğimiz şey ortaya çıkacak.

genetik çeşitliliği başka nasıl arttırabiliriz?
el cevap: eşeyli üreme, rekombinasyon, cinsiyet ayrımı. en basit şöyle anlatayım; insanda niçin erkek ve dişi diye iki ayrı birey var? ve erkekler niçin çok fazla sperm üretiyor da kadınlarda yalnızca tek bir yumurta var? tek yumurta tek sperm olsaydı olmaz mıydı? mekanizma basit; erkeklerde spermatogenez esnasında gerçekleşen çoklu sperm üretimi sayesinde, her bir sperm birbirinden oldukça farklı genotipe sahip. bu da mayoz bölünmedeki rekombinasyonlardan kaynaklı. dolayısıyla her sperm birbirinden farklı, yani genetik çeşitliliğe sahip. dolayısıyla, cinsiyetler ayrılıyor, bu da yetmiyor farklı farklı mekanizmalarla çeşitlilik daha da arttırılmaya çalışılıyor.

çeşitlilik tüm hızıyla artıyor diyelim. tür ve birey sayısı da artıyor. ama çevredeki kaynaklar sınırlı, kaynakları ve enerjiyi en iyi kullananın yaşama şansı artar değil mi? çözüm nedir?

çözüm yine evrenin altın kuralında. hücreler daha az enerji harcayarak daha fazla verimle işlevlerini gerçekleştirmeye çalışacak. kaynakları daha iyi kullanmak isteyecek. bunun için;

hücrelerarası görev paylaşımı: çok hücrelilik ortaya çıkacak. bir hücre bir işlevi gerçekleştirirken, diğer hücre başka bir işlev gerçekleştirerek bir arada bulunacaklar ve minimum enerji harcayarak çevredeki kaynakları daha iyi kullanacaklar.

bireyler arası görev paylaşımı: erkek-dişi cinsiyetin ortaya çıkması. böylece genetik çeşitliliği arttıracaklar.

türler arası görev paylaşımı: sosyal türlerin ortaya çıkışı, kompleks ekosistem ve birlikte evrimleşme. tüm canlıların hayattaki işbirliği ile yaşama şansı daha da artacak.

sonuç: ekosistemde çok sayıda farklılaşmış organizma ortaya çıkar, bütün türler birbirine bağlı hale gelir, türlerin beslenme-üreme ve diğer faaliyetleri birbirine göre düzenlenir. besin zincirleri oluşur. evren altın kuralı olan minimum enerji maksimum düzensizliği gerçekleştirir. böylece süreç işlemeye devam eder.

-------------------

hayır bahsedilen deney urey miller deneyi değil. ancak bağlantılı elbette, oradan köken almış denilebilir yani. protobiontlar şöyle yapılar: www.orionsarm.com
0
sefil
(28.02.16)
(10)

Eksi Yasam Bilimleri Platformu

evrim halkasi
Selamlar,Su duyuruda (git: 1035960) bir olusum baslatalim demistik. Bugun itibariyle bir google grubu olusturdum. Aslinda Biyologlar kapsaminda dusunmustuk ama bir arkadas "doktorlar da katilabilir mi?" diye sormus, bunun uzerine Yasam Bilimleri diye genislettim grubu. Isteyen arkadaslar bana mail a
Selamlar,

Su duyuruda (git: 1035960) bir olusum baslatalim demistik. Bugun itibariyle bir google grubu olusturdum. Aslinda Biyologlar kapsaminda dusunmustuk ama bir arkadas "doktorlar da katilabilir mi?" diye sormus, bunun uzerine Yasam Bilimleri diye genislettim grubu. Isteyen arkadaslar bana mail adreslerini yollarsa gruba ekleyebilirim.

Grubun Amaci: Yasam bilimleri arastirmacilarinin birbirine destek olmasi ve bilimsel tartisma ortaminin olusturulmasi. Birbirinizin uzerine makale firlatmak serbest :) Destekten kastim, deneylerde cikan sorunlari cozmek olur, "ben cok bunaldim, hadi bi' sinirbilim tartisalim da kendime geleyim" olur, "ay ben makale yayinladim, bi' bakiverin" olur. Nasil isterseniz, o sekilde yapabiliriz. Eger guzel tartismalar donerse, web uzerinden goruntulenme sansi da varmis bu google gruplarinin, acariz disariya, biz yazariz, millet okur.

Soru: Oneriniz, fikriniz, sikayetiniz, "amaaan ne gerek vardi caniim"iniz varsa yaziverin de gelistirelim. Bir de bilim insanlari yazip, daha da genisletmeye gerek var mi sizce? Yoksa boyle mi kalsin kapsami?

Edit: Mail adresini gondermekten cekinen arkadaslar, linkten kayit olabilirler. groups.google.com
0
evrim halkasi
(27.02.16)
Evet bu konuda elde ettiğimiz dökümanları paylaşırsak en azından grubu canlı tutmak adına bir şeyler yapılabilir. Kullanıcılar arası ilk başta iletişim olmasa bile bu şekilde yavaş yavaş bir veritabanı oluşturulabiliriz.
0
clones
(27.02.16)
Cok guzel fikir ben de katilmak isterim :)
0
la noix
(27.02.16)
La noix, mail adresi verirsen ekleyeyim. Simdilik pazartesiye kadar onerileri toplayalim, sonra bir bilgilendirme maili ile baslariz paylasima.
0
🌸evrim halkasi
(27.02.16)
mail adresi vermekten yana değilim ama bir ihtiyaç olursa diye burada nickim bulunsun.

ha bir de o "ekşi" olmak zorunda mı başta?
0
devilred
(27.02.16)
Burada olgunlastigi icin "Eksi" yazdim. Elbette degistirilebilir. Ifsa olmak istemeyenler icin grubu disaridan katilabilir hale getirip link paylasabilirim.
0
🌸evrim halkasi
(27.02.16)
Linkten kendiniz istek gonderebilirsiniz.
groups.google.com
0
🌸evrim halkasi
(27.02.16)
ilaç gibi fikir
0
Big bada bum bum
(28.02.16)
İlk duyuruyu açarken böyle şeyler olsun diye açmıştım. Aktif olarak devam edelim. Çünkğ arkadaşların hepsi dertli sorun yaşıyor belki biraz çözüm getitebiliriz
0
intihar etsem de kendime gelsem
(01.03.16)
Gruba yeni katilan arkadaslar gruptaki konuyu okurlarsa iyi olur. Bir de artik cevap yazarsaniz, yavas yavas ilerlemeye baslayabiliriz. Genel isleyisi oturtunca sozluge de tasiyacagim konuyu. Oradan daha buyuk bir katilim olacaktir ihtimalen.
0
🌸evrim halkasi
(02.03.16)
biri bunun felsefe versiyonunu da yapsın!
0
freetakilir
(06.03.16)
(5)

Kan Grubuna Göre Beslenme Olayı Doğru mu?

halitkin
"A RH+bu kan gurubundaki insanlar vejeteryan diyete çok uygundur. et olarak yalnızca beyaz et (tavuk,hindi ve balık) tüketmeleri gerekir. a grubuna sahip kişilerde çok yoğun kana sahip olanlara rastlanmıştır bunun anlamı ise yüksek derecede kalp krizi ve kanser riskidir. bunu minimuma indirmek için,
"A RH+

bu kan gurubundaki insanlar vejeteryan diyete çok uygundur. et olarak yalnızca beyaz et (tavuk,hindi ve balık) tüketmeleri gerekir. a grubuna sahip kişilerde çok yoğun kana sahip olanlara rastlanmıştır bunun anlamı ise yüksek derecede kalp krizi ve kanser riskidir. bunu minimuma indirmek için, bu kan gurubuna sahip olan insanlar metabolizmalarını zorlayan kırmızı et ve sut ürünlerinden uzak kalmalıdır."

Öleyim o zaman ben. doğru değildir dimi, kırmızı et yeme süt ürünleri (yoğurt, peynir, süt) yeme ne yiyicem o zaman ben. bunların yerine karbonhidrat ağırlıklı beslenmek daha mı sağlıklı sanki?
0
halitkin
(27.02.16)
Tıraş, zırvalık.
0
i was made for you
(27.02.16)
salağın birinin para kazanmak için uydurduğu bir zırvalık
0
KaraSakall
(27.02.16)
Al sana dayanak, böyle bir şeyin aptallık olduğunu bilmek için dayanağa da ihtiyaç yok ya neyse.

www.ncbi.nlm.nih.gov
web.archive.org://www.mayoclinic.com/health/blood-type-diet/AN01415
ajcn.nutrition.org
0
i was made for you
(27.02.16)
Zirvalik+1. Dayanak mayanak vermiyorum. Hipotezi ortaya atan ispatlasin.
0
evrim halkasi
(27.02.16)
GÜNEŞ BATIDAN DOĞAR.

Zırvalık diyen ispatlasın bakalım.

Lan böyle salak salak savunmalar yok mu ifrit oluyorum.
0
KaraSakall
(28.02.16)
(2)

Kendinden yasca buyuk birini evlatlik edinme?

bollocks44
Kendimden yasca buyuk ya da 2 3 yas kucuk birini evlat olarak edinebiliyor muyuz? bunun yasal yonergeleri nelerdir bilgi sahibi olan var mi?
Kendimden yasca buyuk ya da 2 3 yas kucuk birini evlat olarak edinebiliyor muyuz? bunun yasal yonergeleri nelerdir bilgi sahibi olan var mi?
0
bollocks44
(26.02.16)
belli bir süre (kaç yıl bilmiyorum) evli olma zorunluluğu bunlardan biri diye biliyorum.
0
1adam
(26.02.16)
"...evlât edinilenden en az 18 yaş büyük olması,..." Kaynak: bianet.org
0
evrim halkasi
(26.02.16)
(8)

Birbirine genetik olarak uzak anne-baba çocukları daha mı sağlıklı oluyor?

ya ben lan neyse
birbirine genetik olarak yakın -örn: akraba- insanların çocuklarında sakatlık riskinin daha yüksek olduğu söyleniyor.mesela birbirine çok uzak, hatta iki farklı ırktan olan anne-baba dan doğan çocuklar o zaman genetik açıdan daha mı şanslı oluyor?
birbirine genetik olarak yakın -örn: akraba- insanların çocuklarında sakatlık riskinin daha yüksek olduğu söyleniyor.

mesela birbirine çok uzak, hatta iki farklı ırktan olan anne-baba dan doğan çocuklar o zaman genetik açıdan daha mı şanslı oluyor?
0
ya ben lan neyse
(23.02.16)
aynen öyle.
taabi sadece sakatlık meselesi icin değil de bir çok açıdan daha iyi akraba dışından evlilik.
0
1adam
(23.02.16)
Daha sanslidan ziyade hastalik orani daha dusuk oluyor uzak evliliklerde.
0
evrim halkasi
(23.02.16)
@1adam: kültürel olarak değil de sadece biyolojik olarak hangi yönleriyle daha iyi hocam?
0
🌸ya ben lan neyse
(23.02.16)
Bir hastalık genetikse aile içindeki bireylerde görülme oranı yüksektir, çaprazlanınca çocuğa geçme oranı da yüksek dolayısıyla. Ne kadar uzaksa o kadar iyi doğru bi cümle değil aslında tamamen.
0
meyve parcacikli kadin
(23.02.16)
baskın gen-çekinik gen olayları heb bunlar. ne kadar yakın akraba olursanız bir hastalığa ait çekinik geni birlikte taşıma olasılığınız artar. kabaca, iki çekinik gen bir araya gelince de hastalık ortaya çıkar. ne kadar uzak akraba olursanız ya da hiç kan bağınız bulunmazsa ikinizin de aynı çekinik geni taşıma ihtimaliniz azalır.
0
devilred
(23.02.16)
Isin mekanizmasi su: Genellikle belli basli genetik hastaliklar cekinik karakterlerle kalitilir. Bu durumda anne veya babadan gelen saglam karakter cocugun hastalik genini tasisa bile hastaligin belirtilerini gostermemesini saglar. Ancak ailede bu hastalik geni mevcutsa yuksek ihtimalle bir kiside degil, birden fazla kiside vardir. Dolayisiyla hasta olmasa bile hastaligin genini tasiyan bir kisiyle evlenme ihtimaliniz artar.

Bu durumu sizin dediginize uyarlarsak, ornegin akdeniz anemisi Turkiye'de cok bulunan bir hastalik. Siz hasta olmasaniz bile genini tasiyor olabilirsiniz. Turkiye'de bu geni tasiyan biriyle evlenme ihtimaliniz, Sibirya'da tasiyan biriyle evlenme ihtimalinizden daha yuksektir. Eger siz bu geni tasiyorsaniz, ailedekilerin de tasimasi ihtimali cok daha yuksek olur. Dolayisiyla Sibirya'dan biriyle evlenirseniz oran en dusuk, Turkiye'den biriyle evlenirseniz oran en yuksek olur.

Umarim anlatabilmisimdir.
0
evrim halkasi
(23.02.16)
kabaca şöyle anlatayım;

bir takım genetik hastalıklar var. bunların kimi için anne ya da babadan bozuk gen gelmesi yeterliyken, bir kısmı için iki taraftan da bozuk gen gelmesi gerekebiliyor.
yani hem anne hem de baba sağlıklı olabilir ancak bozuk gen taşıyor olabilirler. akraba ilişkisinde ise eğer ailede bozuk gen varsa, hem anne'nin hem de baba'nın farklı ailelerden olan insanların girdiği ilişkiye göre bozuk gen taşıma olasılığı daha yüksektir. bu yüzden de akraba ilişkisinden doğacak olan çocuğun hastalıklı olma ihtimali, akraba ilişkisinden olmayan çocuklara göre daha fazladır.

türkçemi iyi sanıyordum ama öldüm şu yukarıda ki yazıyı uygun şekilde yazana kadar.
0
air
(24.02.16)
konuyu ayrıntıları ile bilmiyorum tabii.
ayrıca, dinen de yakınlar arası evlilikten doğacak çocukların zayıf kalacağı yönünde bilgiler var. tabi burada zayiflık, sadece bedenin şekli olarak değil de kuvvetsizlik ya da bir hastalığa yatkın olmak anlamına da gelebilir.
0
1adam
(24.02.16)
(3)

Doğa tarihi ve evrim üzerine kitap tavsiye edebilir misiniz?

lafıolmaz
sb.
sb.
0
lafıolmaz
(21.02.16)
dünyanın en güzel tarihi
insanın en güzel tarihi

iş bankası yayınları'nın bu serisi bayağı güzel, belgesel gibi. diğerlerini de tavsiye derim. ciddi ufuk açıyor.
0
peggy
(21.02.16)
Kemirgenlerden sömürgenlere insanlık tarihi, adem şenel. Bigbang den başlayıp evren ve evrim tarihi, insanlık tarihi , dinler siyasal düşünceler tarihi her şey var.
0
orhan tv
(22.02.16)
İçimizdeki Balık
Pandanın başparmağı
Ataların hikayesi
0
evrim halkasi
(22.02.16)
(2)

TOEIC yabancı dil eşdeğerlilik tablosu

bir zamanlar cocuktum
Herkese merhabalar,toeic sınavının eşdeğer kabul edildii dönemlerde yayınlanmış olan yökün eşdeğerlilik tablosuna ne yaptım ne ettimse ulaşamadım. Bu tablo elinde bulunup scan edebilecek ya da bak şurada var yahu o kadar boşa uğraşmışsın diyecek biri var mıdır? şimdiden zamanında ayırıp yardımcı ola
Herkese merhabalar,
toeic sınavının eşdeğer kabul edildii dönemlerde yayınlanmış olan yökün eşdeğerlilik tablosuna ne yaptım ne ettimse ulaşamadım. Bu tablo elinde bulunup scan edebilecek ya da bak şurada var yahu o kadar boşa uğraşmışsın diyecek biri var mıdır? şimdiden zamanında ayırıp yardımcı olan herkese teşekkürler.
0
bir zamanlar cocuktum
(21.02.16)
Sanirim onun denkligi yok. Kaldirdi OSYM. Su en son yayinlanan tablo: dokuman.osym.gov.tr
0
evrim halkasi
(21.02.16)
eşdeğerliliğin kalktığını biliyorum ancak 2011 yılına dair eşdeğer sayıldığı dönemdeki tabloya ihtiyacım var maaelsef...
0
🌸bir zamanlar cocuktum
(21.02.16)
(2)

iskeletten ölüm tarihine ulaşma

tabudeviren
bir iskelet parçasından ne zaman doğduğu, kaç yıl yaşadığı bilgisine nasıl ulaşılabilir?üniversiteler, laboratuvarlar değil ama. amatör olarak..
bir iskelet parçasından ne zaman doğduğu, kaç yıl yaşadığı bilgisine nasıl ulaşılabilir?

üniversiteler, laboratuvarlar değil ama. amatör olarak..
0
tabudeviren
(20.02.16)
Iskeletin hangi parcasi? Kafatasi ve/veya kalca (ozellikle symphibis pubis) ise yasa ulasilabilir ama bu da amator olarak zor. Bir uzmanin incelemesi gerekiyor. Ne zaman oldugu ise yukarida soylendigi gibi izotop analizi ki o da olum zamanina gore degisir. Kisaca amator olmaz o is.
0
evrim halkasi
(20.02.16)
bu arada kaç yıl yaşadığı bilgisine işin ehli birisi yardımcı olabilir. orayı atlamışım ben. adli antropologlar, adli tabipler falan yorum yapabilir o konuda. bazen oluyor çünkü boğulmuş insan bütün etlerini balıklar yemiş, veya öleli çok uzun zaman olmuş etleri çürümüş. bu tarz vakalarla karşılaşan adli personel yorum yapabilir. ancak küçük bir kemik parçasıyla yine olmaz o iş.
0
antikadimag
(20.02.16)
(7)

budapeşte para birimi huf hakkında

syozkn
önümüzdeki ay burada olacağım ben de. huf diye bir para birimleri var bunların. euro geçmez mi bu ülkede? eğer geçmezse gitmeden önce mi paramı çevireyim, yoksa gittikten sonra dürtülmeden mantıklı rakamlarla orada euro-huf değişimini yapabilir miyim?
önümüzdeki ay burada olacağım ben de. huf diye bir para birimleri var bunların. euro geçmez mi bu ülkede? eğer geçmezse gitmeden önce mi paramı çevireyim, yoksa gittikten sonra dürtülmeden mantıklı rakamlarla orada euro-huf değişimini yapabilir miyim?
0
syozkn
(19.02.16)
Macar forinti olarak geciyor huf ve evet Macaristan'da Euro gecmez. Turkiye'de TL->Euro, Macaristan'da Euro-Huf yapmak genelde en mantikli cozum oluyor. Ama belki Unicredit daha ucuza gelebilir. Macaristan'daki arkadaslar soylesin onu.
0
evrim halkasi
(19.02.16)
budapeşte'de tl'den huf'a çevirmiştim ben iki sene önce
0
argent dawn
(19.02.16)
uzun süre kalacaksanız türkiye'de tl'den euro'ya, budapeşte'de euro'dan huf'a değişim yapabilirsin.

birkaç gün kalıcaksan hiç değişimle, ya da seni kazıklayabilecek döviz bürolarıyla filan uğraşmayıp budapeşte'de herhangi bir atm'den banka kartınla türkiye'deki tl hesabından direk huf çekebilirsin. macaristandaki herhangi bir bankayla anlaşmalı bir bankada hesabın varsa daha da iyi hiç komisyon ödemezsin.
0
king lizard
(19.02.16)
Ben yakın zamanda gittim. Tr'den Euro oradan Huf çevirisi yaptım. Arkadaşların dediği gibi tek seferde bir bankadan HUF çekebilirsin daha az maliyetli olur. Ama eğer bir çekerim yetmezse tekrar çekerim diyorsan maliyet artabilir. Olur da buradan Euro alıp oradan çevirecek olursan havalanında sadece 5 yada 10 Euro çevir. Çok fena itekliyorlar. Havaalanından merkeze gitmek için transit bilet alacaksın o da 500 Huf. Yani havalanında çevirirsen 2 yada 3 Euro gibi bir şey. Daha sonra çarşıya inince çevirirsin. Hatta kredi kartı kullanıyorsan hiç havalanında para çevirme, bilet makinelerinde kredi kartı geçiyor oradan transit bilet al. Çarşıda çevir. Bir kaç yere bakmadan para çevirme ve komisyonlara dikkat et. 100 euro için 1,5 ya da 2 Euro komisyon isteyebilirler.
0
Dr_Stat
(19.02.16)
geçen hafta oradaydım.

hava alanında 5 euro falan çevir al biletini merkeze git. havaalanında 1euro=245huf. merkezde adım başı exchange office bulacaksın. bazısı komisyon alıyor kuru yüksek tutuyor, bazısı komisyon almıyor kuru alçak tutuyor. komisyon ücretleri çok yüksek olmadığından kuru yüksek olanlara bak. geçen hafta benim bulduğum en iyi exchange office 1euro=311huf olarak çevirdi. 100euro'dan da 1,5 TL'ye denk gelecek kadar bir komisyon aldı.

eğer oktogon tarafında kalacaksan oktogondan nyugati palyaudvara doğru yürürken sol kaldırımda beyaz ışıklı bir tabelayla "system change" yazan bir exchange office var. orada bozdurabilirsin. ben daha karlı bozanı bulamadım.

mekanlarda euro harcamaya çalışırsan ortalama 1euro=275huf kurundan alıyorlar.

gezilecek görülecek yerler tavsiyesi istersen özelden ulaşabilirsin.
0
sos fistik olsun mu
(19.02.16)
havalimanında çevirme sakın. silme orospu çocuğu onlar. 50 euro uzatıp 20 euro bozdurabilir miyim dediğimde hayır o şekilde olmaz demişlerdi. havalimanında oranın kendi iett'sinin bürosu var. kredi ve ya banka kartınızla 10lu bilet falan alın işinize yarar.

ayrıca beyazıtta huf bulabiliyorsunuz. gerek var mı derseniz çok gerek olduğunu sanmıyorum. yapı kredi hesabınız varsa orada unicredit'le anlaşmalılar ordan para çekebilirsiniz direkt huf olarak. ya da ziraat'in anlaşmalı bir bankası varmış bildiğim kadarıyla
0
dijital dunyadaki analog adam
(19.02.16)
ben otobüsle geçtiğim için terminalde kredi kartıyla almıştım metro biletini kur çok düşük olduğu için.
onun dışında oktogonda subwayin karşı kaldırımında bir exchange office vardı, %0,05 gibi bir komisyon alıyordu en uygun orası gelmişti bize.
onun haricinde bir de west avmnin karşısında bir yerde bozdurmuştuk, o da mantıklı bir kurdan çevirmişti. böyle birkaç yere sorarak en uygununa karar verebilirsin.
0
yaraticinick
(19.02.16)
(3)

google slaytlar-powerpoint

doxanikee
google slaytlarda hazırlayacağım sunular pp'da düzgün görünür mü? önemli bir işim var, bende office olmadığı için google'da hazırlamak zorundayım, bedava ofis şeyleri de çok tırt geldi gözüme open office falan?
google slaytlarda hazırlayacağım sunular pp'da düzgün görünür mü? önemli bir işim var, bende office olmadığı için google'da hazırlamak zorundayım, bedava ofis şeyleri de çok tırt geldi gözüme open office falan?
0
doxanikee
(14.02.16)
Sorunun cevabini tam bilmiyorum ama belki bilmiyorsundur: Prezi denesen?
0
evrim halkasi
(14.02.16)
Sunum programları kendi arasında saçmalayabiliyor, mutlaka dene göndermeden önce.
0
roket adam
(14.02.16)
olmazsa pdf olarak indirir oyle gosterirsin. daha stabil oluyor.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(14.02.16)
(12)

Yayınlanmış kaç tane akademik makaleniz var?

Traveller
Sb.
Sb.
0
Traveller
(14.02.16)
1
0
hebanon
(14.02.16)
Iki gun once ilki basildi. ^^ Ay canim nasil reklamini yapmak istiyor da linc korkusuyla yapamiyorum :( Sen de yaz bari?
0
evrim halkasi
(14.02.16)
benim yok. ^^
0
she was my baby
(14.02.16)
4 tane mesleki dergide yayınlanmış yazım var sayılırsa.
0
kakao
(14.02.16)
3 sci. iki tane de bitmeye yakın var. 2016 sonunda 5 sci olur.
0
tururo
(14.02.16)
3 sci, 1 tane daha kabul aldı, 3 tane review'da ama daha onlara revision gelir durur daha. En az 1-2 yılları var.
0
aychovsky
(14.02.16)
23
0
flo
(14.02.16)
11
0
alabamalim
(14.02.16)
henüz 2 submitim var ama bu yıl benim yılım olacak :)
0
nekolaytezla
(14.02.16)
1. Yıl sonuna kadar uc tane daha olur diye umuyorum.
0
Notts
(14.02.16)
lisans tezi sayılıyovmu abiler? :(
0
anonymice
(14.02.16)
7 tane sci.
2 sci + 1 uluslararası hakemli kabul edildi basım aşamasında.
1 tanesi de dergiden dergiye dolaşıyor.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(14.02.16)
(1)

budapeşte_kalacak yer

herzstuck
Budapeşte'de kalacak yer baktığımda şehrin bölgelere ayrıldığını gördüm. Nerde kalırsak turistik açıdan daha iyi olur? Ayrıca önerebileceğiniz otel de varsa çok memnun olurum.Şimdiden teşekkürler
Budapeşte'de kalacak yer baktığımda şehrin bölgelere ayrıldığını gördüm. Nerde kalırsak turistik açıdan daha iyi olur? Ayrıca önerebileceğiniz otel de varsa çok memnun olurum.
Şimdiden teşekkürler
0
herzstuck
(09.02.16)
Pal's hostel'de kalmistik biz, hem her yere yakindi hem de cok memnun kaldik.

www.booking.com
0
evrim halkasi
(09.02.16)
(4)

Akademik çalışmalarda tekerrür riski nasıl önlenebilir?

gijilti
Özellikle de bir eski eseri inceliyorsanız bu çok riskli. Başka biri siz yayınlamadan 1 gün önce yayınlarsa kalakalırsınız uykusuz geçirdiğiniz gecelerinizle.Bir tez konusu belirlendikten sonra enstitüler tarafından yayınlanmıyor sanırım. Neden?Bir de şunu sormak istiyorum. Ben çalıştığım konuyu ne
Özellikle de bir eski eseri inceliyorsanız bu çok riskli. Başka biri siz yayınlamadan 1 gün önce yayınlarsa kalakalırsınız uykusuz geçirdiğiniz gecelerinizle.

Bir tez konusu belirlendikten sonra enstitüler tarafından yayınlanmıyor sanırım. Neden?

Bir de şunu sormak istiyorum. Ben çalıştığım konuyu ne kadar araştırmakla yükümlüyüm. Tamam YÖK Tez Tarama'dan bakıyorum, Google'dan bakıyorum. Bir şey çıkmıyor. Peki ya buralara kaydedilmeden üzerinde çalışma yapılmışsa? Benim araştırmakla yükümlü olduğum sahanın sınırı nedir? Dünyadaki milyonlarca eseri takip etmek zorunda mıyım?
0
gijilti
(08.02.16)
osmanlica calismalar icin su veritabanina bakabilir, devam eden/henüz tamamlanmamis calismanizi ekleyebilirsiniz:
www.osmanliedebiyati.com
0
shi aila
(08.02.16)
yahu konun aynnı olsa nolur, aynı kelimeleri mi yazacaksın? eski eser de olsa, değerlendirmen, yorum veya teoriyle ilişkilendirme sana ait değil mi dostum? birebir başkasıyla tutmaz, belge elbet aynı olabilir.
0
fempusay
(09.02.16)
Arastirma yukumlulugun sadece tez merkezi ve google'dan ibaret degil. Kendi alanindaki tum veritabanlarini arastirmalisin, kutuphaneleri karistirmalisin. Bunu da tekerrur meselesinden cok calismanin duzgunlugu icin yapman gerekiyor. Yukarida soylendigi gibi ozellikle sosyal bilimlerde birebir almiyorsan bir yerden tekerrur ihtimali cok zor. Sonucta senin yazacagin her sey o alana, esere herneyse, deger katacak.
0
evrim halkasi
(09.02.16)
birebir aynı konuyu araştırsanız da araştırma, analiz, sonuçları karşılaştırmalarda farklılık olacaktır, bu da bilimsel bir değerdir fakat siz de sizden önce yapan birisinin sonuçlarını buldu iseniz, bunu bir tık öteye götürmeniz ya da konuya farklı bir açıdan yaklaşıp, bir fayda sağlayan bir yaklaşım oluşturmanız lazım.
0
gezegen olan pluton
(09.02.16)
(5)

çok basit bir excel sorusu

teritori
selambir sütunda birbirini tekrarlayan veriler var.atıyorum 10 tane ahmet, 8 tane veli, 21 tane mehmet yazıyor (tabi ben sayıları bilmiyorum alslında).şöyle bir şey yapmam mümkün mü? (ki mümkün biliyordum unuttum)kaç tane ahmet, kaç tane mehmet, kaç tane veli yazdığını görebilir miyim bir formülle?
selam

bir sütunda birbirini tekrarlayan veriler var.
atıyorum 10 tane ahmet, 8 tane veli, 21 tane mehmet yazıyor (tabi ben sayıları bilmiyorum alslında).

şöyle bir şey yapmam mümkün mü? (ki mümkün biliyordum unuttum)
kaç tane ahmet, kaç tane mehmet, kaç tane veli yazdığını görebilir miyim bir formülle?
0
teritori
(07.02.16)
pivot table yapsaniz is gorur sanki?
0
fakyoras
(07.02.16)
=EĞERSAY(C2:C17;"Ali")
0
atom karincanin torunu
(07.02.16)
@atom karınca: aliyi her seferinde yazacaksam tarayıp sağ alt köşede toplama bakarım zaten :) teşekkürler yine de

@fakyoras: ona dönecem en sonunda
0
🌸teritori
(07.02.16)
Hucreleri kopyalayip uniq olarak yapistir. yapistirdigin sutunun bir onceki sutununa =EĞERSAY(C2:C17;" bir sonraki sutununa da ") yaz. Bunlari text dosyasina yapistirip aradaki tab'lari sil. tekrar excele yapistir. bence olmasi lazim boyle. Soyledigim is 5 dk surmez gibi gorunuyor ama senin belgeye de bagli tabii.
0
evrim halkasi
(07.02.16)
COUNTIF uygun. aliyi her seferinde yazmana gerek yok.

diyelim C sütununda 2.satırdaki değer ali. Sen de D sütunu açıyorsun (hangisinden kaç tane olduğunu görmek için) countif ((C:C);D2)
0
yüzyıllık yalnızlık
(07.02.16)
(5)

aile ici siddet - empati yoksunlari ve ciddiye almayacaklar pas gecsin

prisoner
selamlar,burda daha once de sormustum. babam baya sorunlu bi karakter, zamaninda anneme de bana da siddet gostermisligi vaki son donemlerde oldukca azaltti ama siddet tehditi hep bakiydi. bi nevi acidigim icin ortami yumusata yumusata bugunlere geldik ama isler cigirindan cikti yine. annem de pasif
selamlar,
burda daha once de sormustum. babam baya sorunlu bi karakter, zamaninda anneme de bana da siddet gostermisligi vaki son donemlerde oldukca azaltti ama siddet tehditi hep bakiydi. bi nevi acidigim icin ortami yumusata yumusata bugunlere geldik ama isler cigirindan cikti yine. annem de pasif bisey yapamiyor kadin. dun aksam icmis gelmis bi gurultuyle uyandim annemi tartakliyor. araya girdim derken bana da salladi bikac tane, o kadar da guclu ki 2 kadin degil 2 erkek olsak zor zaptederiz. ayrica boyle isin amk evet. sonra tuttu intihar edicem polis cagirin ya kendimi ya sizi geberticem. bi sure sonra numaradan kendini yere atip kasmalar falan. uzun suredir tam tanimlari bilmiyorum ama coklu kisilik bozuklugu mu ne denirse ondan oldugundan supheleniyorum. zira bazen dunyanin en anlayisli insani iken bazen de bu tablo cikiyor karsimiza. yani o kadar bunaldim ki dun hakkaten insan oldurenler nasil o noktaya varabiliyor anladim. sabah kalkmis hic bise olmamis gibi hayatina devam ediyor. bu adam asla soz dinlemiyor bi de hep kendi dogrulariyla yasadi.
cok caresiz kaldim, annemin kollari mosmor sikmaktan:( az evvel kendimi ruhsatsiz silah tasimanin ccezalarina bakarken yakaladim hesap edin.
simdi hastaneye gidip darp raporu alsak, kamu davasi olcak. ote yandan adam vahsi hayvan gibi ustune gittikce daha saldirganlasiyor. yani bize bisey yapmasi cok olasi. beni sikıyosunuz boguyorsunuz dio ama bize bagimli. bizsiz hayat yurutemez. bu korkuyla da ne olsa yapar. ote yandan annem asiri pasif, kadin yillarca ezildi simdi tek bisey yapmaya gucu yok. ben deseniz sakin kalmaya calisyorum ama bu yasta turlu psikolojik sikintiyla kitlenmis gibiyim. guzellikle cozmeyi denedim, kontrol altina alabiliyoruz ama seneler gecse de dunku gibi delirmeyeceginin garantisi yok. artik gercekten kafam atti. napabilirim? katil mi olayim, ezik mi olayim? ortasi yok mu bunun ya, 3 gunljk dunyada insanin turdasina yaptigini kimse yapmiyor.

not: duyuru kendini imha eder
0
prisoner
(07.02.16)
Acilen darp raporu+anneniz ve size psikolojik terapi+hukuki yollar uclusunu isletin lutfen. Ne de olsa babamdir diyerek olmaz o isler. Duzelmek istiyorsa tedavi olsun, sizin ve annenizin hayatindan daha onemli bir sey yok.

Cok gecmis olsun.
0
evrim halkasi
(07.02.16)
Direk polise gidin onlar hastaneye yönlendirir.
İlk aşamada 3 ay uzaklaştırma kararı çıkar ve dava açılır.
Davadan kesinlikle ceza alır ama ertelenebilir.
3 ay içinde yasağa uymazsa 3-15 gün disiplin hapsi kararı verilir.
Anneniz ve siz de psikolojik destek almalısınız.
Bize söylemesi kolay gibi düşünebilirsiniz ama bunları yapmaZsanız hep böyle düşünmeye devam edeceksiniz.
Acilen adım atın. Çok geçmiş olsun umarım çözüm olur.
0
principia
(07.02.16)
darp raporu al
polise şikayette bulun
babanın alkol kullanım bozukluğu ve ek psikiyatrik rahatsızlıkları var. polis zoru ile hastaneye yatırılabilir(psikiyatriye). hem tedavi olur hem sizden uzan olur zarar veremez.
annen ve kendim için de psikolojik destek alabilirsin. sessiz kalmak hiçbir şeyi çözmeyecek. kendine acımıyorsan annene acı.
0
shotgunwoman
(07.02.16)
polise gidin, darp raporu için onlar götürür hastaneye. rapor bulunsun, lazım olacak. şikayette bulunun. yukarida arkadaslar soylemisler. alkol sorunu ve siddet eğilimi, bunların size zarar vermesini kabullenmeyin. belki basit bir terapiyle, ilaçla duzelebilecek durum karşısında eliniz kolunuz bağlı durmayın. annenin gücü yoktur ama sen cabala. insallah kolaylıkla çıkarsınız bu işin içinden, geçmiş olsun
0
fallopian
(07.02.16)
Ben size söyleyeyim, kendi evimden biliyorum aynı evde olduğunuz sürece o şiddet devam eder(bir ara bitti gibi olsa da er ya da geç tekrar başlar). Bir an önce bir avukata gidin, polisle falan uğraşmayın çünkü karı koca arasında oluyor diye yollama ihtimalleri de var. Avukat mümkünse boşanma işlemlerini başlatıp uzaklaştırma kararını çıkartsın. Başka türlü olmaz. Aynı ortamda olmazsanız ve avukat yoluyla uzaklaştırma vs çıkartırsanız çok caydırıcı olur.

Babayla da ne siz ne anneniz muhattap olun, çok gerekiyorsa avukatla iletişime geçsin.
0
noluyo yaa
(07.02.16)
(3)

Muaf dersler dışında ortalama kasmak?

le fantome de l opera
Arkadaşlar bu dönem sonu 2. Dönem sonunda Edebiyattam Türkçe Öğretmenliği bölümüne geçeceğim Merkezi Yerleştirme Puanımla neyse ben şimdi 2. Sınıfım ve 1. Ve 2. Sınıftan muaf derslerim olacak 1. Yılımda 4 dersim muaf geriye 5 dersim kalıyor şimdi ben 5 dersle 2.70/2.80 ortalama yapabilir miyim? Çünk
Arkadaşlar bu dönem sonu 2. Dönem sonunda Edebiyattam Türkçe Öğretmenliği bölümüne geçeceğim Merkezi Yerleştirme Puanımla neyse ben şimdi 2. Sınıfım ve 1. Ve 2. Sınıftan muaf derslerim olacak 1. Yılımda 4 dersim muaf geriye 5 dersim kalıyor şimdi ben 5 dersle 2.70/2.80 ortalama yapabilir miyim? Çünkü gittiğiö şehir Erzincan'dan, Hatay'a geçmek istiyorum da. 5 ders ile ortalama zorlayacak gibi muaf dersler hiç mi etki etmiyor?
0
le fantome de l opera
(07.02.16)
Hatay'da muaf oldugun derslerin karsiliginda notlar veriliyor. Ornegin, sen dersten 75 ile gectin diyelim, Erzincan'in yonetmeliginde bu BB'ye karsilik gelsin. Hatay kendi yonetmeligine bakiyor, 75 BA'ya karsilik geliyor diyelim, seni o dersten BA ile gecmis sayiyor.

Biz oyle belirledik ogrenci notlarini ve mumkun olan en yuksek harf notunu verirdik. Hey gidi gunler...

Soyledigim sey Fen-Edebiyat'ta gecen sene uyguladigimiz sistemdi, degistigini sanmiyorum ama bir web sitesini karistir istersen.
0
evrim halkasi
(07.02.16)
@evrim halkası ben Mersin/Edebiyat 2.sınıftan bu sene yani seneye Türkçe Öğretmenliği'ne geçiyorum. Tekrar 1.sınıf olacağım belki 3-4 sene kaybım olacak ama işte bu muaf derslerle ortalama kasıp önce Hatay'a sonra orada muaf derslerle ve ortalama ile üstten ders almak isriyorum olabilir mi bu?
0
🌸le fantome de l opera
(07.02.16)
Bu sorudan hicbir sey anlamadim. Ayni universitede mi gecis yapacaksin? Erzincan ne alaka o zaman? Hatay'a ne ara gececeksin?

Eger Mersin'den Erzincan'a oradan Hatay'a gececeksen, Hatay'daki durumun Erzincan'daki sisteme bagli olur. Muhtemelen yine 100 uzerinden gecme notuna bakarlar her bir ders icin. Ustten ders almanin kosullari var, belli not araliklarinda alabiliyorsun sanirim ama bunun icin yonetmeligi okumanda fayda var.
0
evrim halkasi
(07.02.16)
(20)

Üniversite'nin ilk yılında erasmusa gitmek doğru mu?

sen nerdeydin simdiye kadar
Üniversite'nin ilk yılında erasmusa gitmek ne kadar doğru?Bölümüm bilgisayar mühendisliği. Hazırlığı vs geçtim, 1. Yilim.İsveçi düşünüyorum. Ve 500€ aylık hibe veriliyor
Üniversite'nin ilk yılında erasmusa gitmek ne kadar doğru?

Bölümüm bilgisayar mühendisliği. Hazırlığı vs geçtim, 1. Yilim.

İsveçi düşünüyorum. Ve 500€ aylık hibe veriliyor
0
sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
dönünce burayı beğenmeyeceksin. ben egeye farabiyle gittim geldim. şu an okul olduğundan da pespaye geliyor
0
lushdiamond
(05.02.16)
İstesen de gidemezsin birinci yılında.
0
i was made for you
(05.02.16)
Gidebiliyorsan erken git ki ders saydıramazsan falan toparlayacak vaktin olsun. 3 ya da 4. sene gidersen yeterince ders saydıramadığın zaman okulu uzatma riskin olur.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(05.02.16)
Benim bir arkadaş gitti geri de dönmedi orada burs bulup. Ben olsam şansımı denerim.
0
Traveller
(05.02.16)
ce.istanbul.edu.tr

Surdaki yönetmeliği bi oku çok bilmiş birader, @i was made for you
0
🌸sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
@traveller , ne zaman gitti? Unide kaçıncı yılıydı? Bölümü neydi
0
🌸sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
Simdi basvurup 2. yilda gideceksin. Bence kesin git, zira derslerin sayilmasa, oradaki dersleri gecemesen bile son iki yil toparlama sansin olur. Son yillarda gidenlerin okul uzatma ihtimali cok yuksek oluyor, hatta benim donemimde bizim bolumde erasmus yuzunden okul uzatanlarin orani %100'e yakinsiyordu.
0
evrim halkasi
(05.02.16)
Gideceksen erken git + 1
0
neferkitty
(05.02.16)
Ben anlamadım, neden 2. Sene gidiyorum? Yönetmeliği okudun mu @evrim halkası?

Ben şimdi başvuru yapıyorum yani, şimdi gidemiyor muyum?
0
🌸sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
Sen daha okuduğunu anlamaktan acizsin, ne işin var Avrupa'da otur oturduğun yerde, bir de çok bilmiş demiş bana.

İÜ’de Örgün Öğretim ( 1. ve 2. Öğretim) Önlisans, Lisans ve Lisansüstü öğrencisi olan ve en az 1. Sınıfta okuyan öğrenciler başvurabilir.

Ne diyor burada, başvurabilir diyor, gidebilir demiyor, kapiş?
0
i was made for you
(05.02.16)
@sen neredeydin Üniversitede ikinci yılıydı hatırladığım kadarıyla. İlk yıl sınava girmişti ikinci yılda da gitti. İlk dönem gitti, ikinci dönem için Erasmus'u uzattı. Son iki yıl için de okuldan burs buldu. Sen İsveç'e gidiyorsun ve İsveç'te sanırım üniversiteler ücretsiz ya da çok ucuz. Ailenin verdiği parayla bile belki orada okuyabilirsin. Ben bu nedenle ilk yıldan git derim. Türk diploması taşıyacağına İsveç diploman olur. Diyelim olmadı, ne kaybedeceksin ki? Eğleneceksin, harika hocalardan ders alacaksın (ben Erasmus'ta derste öğrendiklerimi hala unutmuyorum, 7 yıl geçti), güzel arkadaşlıklar kuracaksın...

Düzenleme: Ben İngilizceyi asıl Erasmus'ta öğrendim!
0
Traveller
(05.02.16)
@i was made for you; özellikle yazıyor mu orada, 2. senenizde gideceksiniz diye? Kapış?
0
🌸sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
@traveller çok sağol verdiğin bilgiler için. Peki o arkadaşının bölümünü biliyor musun?
0
🌸sen nerdeydin simdiye kadar
(05.02.16)
Hatırlamıyorum aslında. Adını bile unuttum. Yalnızca kıskandığımı hatırlıyorum :)

Türkiye'den taşınınca iletişimimiz de kesildi :/
0
Traveller
(05.02.16)
İstediğin zaman git, o kadar da fark etmiyor.

Yalnız gitmeden önce mutlaka ergenlikten çıktığından emin ol. Bu kafayla Avrupa'da tutunamazsın, haberin olsun.
0
pulsartgr
(05.02.16)
hem farabi hem erasmus yaptım ve ikisini de son yıl ve dönemlerde yaptım. zirvede bıraktım yani. geri döndükten sonra kendi okuluna alışmada sıkıntı yaşayıp, bitse de gitsek moduna girebilirsin. Fakat imkanın varsa vakit kaybetmeden git derim. Zira benim yazdığım durum sadece bir öngörüden ibaret. Döndüğünde daha bilinçli olup daha olgun kararlar alabilirsin eğitim hayatınla ilgili.

git git bence git.
0
astronom olmak isteyen makina muhendisi
(05.02.16)
yalnıs yonlendırmek ıstemem ama 1. sınıfta erasmus yok hep bır yıl oncesınden oluyor bu yıl sınava gırılıyor obur donem yılında gıdılıyor. en azından bızım unıde oyle.
0
mulaj ne la
(06.02.16)
Erken git
0
karahitayli
(06.02.16)
@sen nerdeydin simdiye kadar

i was made for you değilim ama konuya dahil olayım dedim. Tepede kocaman yazmışlar 2016/2017 başvuruları diye. Hazırlığı sene ortasında geçmediysen birinci sınıfta gidemezsin işte.

Onun dışında okulun uzamasını istemiyorsan seçmeli dersin en çok hangi dönemse o zaman git derim ben.
0
noluyo yaa
(06.02.16)
Yonetmeligi okumadim, yuzyillardir ogrenciyim. Su an basvuru yapacaksin, donem basladi. Nereye gideceksin? Hangi ara sonuclar belli olacak, okulun islemleri bitecek, pasaportun-vizen hallolacak da gideceksin? Staj hareketliligi olursa belki yazin gidersin de o da zaten 1. sinifta olmaz.

Istanbul Universitesi onceden 1. sinifta basvuru almiyordu, son yillarda baslamislar.

Ofansif algilama her seyi, Erasmus'un iyi gecmez.
0
evrim halkasi
(06.02.16)
(3)

ist üni sosyal bilimler enstitüsünde yüksek lisans dersleri akşam mı oluyor

ekonometri okuyan adam
soru başlıkta ve mühim. ders seçimi yapamadığım için ders programımı bilmiyorum ama teamülü nasıl bu işin bilsem iyi olur? gerçi bölümden bölüme farklılık gösteriyor olabilir ama yine de neyi biliyorsanız onu söyleyin lütfen.yeni kayıt oldum. teşekkürler
soru başlıkta ve mühim. ders seçimi yapamadığım için ders programımı bilmiyorum ama teamülü nasıl bu işin bilsem iyi olur? gerçi bölümden bölüme farklılık gösteriyor olabilir ama yine de neyi biliyorsanız onu söyleyin lütfen.

yeni kayıt oldum. teşekkürler
0
ekonometri okuyan adam
(05.02.16)
Benimkiler akşam değildi iki yıl önce. Salı 13:00 ve Perşembe 14:00'da başlıyordu. Hocalar akşama kalmadılar. İşten izin alman gerekebilir. İş yerin de uzaksa durum gerçekten zor ben Bağcılardan öğlen yemek yemeyip aç karnına taksiyle Beyazıt'a gidip derse giriyordum. İş yerinde akşam toplantı olursa da ders çıkışında taksiyle işe geri dönüyordum. Taksiye bir özel okul parası yatırmış olabilirim bu nedenle.
0
Traveller
(05.02.16)
ikinci ogretim degilse dersler aksam olmaz. saatleri de bolumden bolume hocadan hocaya degisir.
0
evrim halkasi
(05.02.16)
İktisatta tezsizler akşam. Diğer bölümleri bilemiyorum.
0
o my god they killed kenny
(05.02.16)
(3)

Bilimsel hazırlık programından atılma var mı ?

lhunardaien
SelamlarNette bayağı araştırdım, ama direk resmi bir kaynaktan atılma var mı yok mu sorusuna cevap bulamadım. 1 yıl içinde başarılı olunmama durumu için; kimi üniversitelerde "program tekrarı" , kimi okullarda ise "ilişiği kesilme" şeklinde ibare var. Resmi bir kaynak, ya da sorunun cevabını %100 b
Selamlar

Nette bayağı araştırdım, ama direk resmi bir kaynaktan atılma var mı yok mu sorusuna cevap bulamadım. 1 yıl içinde başarılı olunmama durumu için; kimi üniversitelerde "program tekrarı" , kimi okullarda ise "ilişiği kesilme" şeklinde ibare var.

Resmi bir kaynak, ya da sorunun cevabını %100 bilen varsa sevinirim. Nolur atılma yok diyin :)
0
lhunardaien
(05.02.16)
Atilma lisansustune hala gelmedi ama gelecegi konusuluyor ne zamandir. Yalniz bilimsel haziligi uzatan gormedim birebir, dolayisiyla farkli bir prosedur isliyor olabilir. Enstituye danismakta fayda var.
0
evrim halkasi
(05.02.16)
Atilma yok ;)
0
antikitleruhlu
(05.02.16)
Atılma yok bizzat kendimden biliyorum ama o kadar uzattim ki hocaya gidip ders kaydi yenilemeye yuzum tutmuyor bu donem de devam edemiycem o yüzden uzatmamak lazım cok da. 3 yil içinde veremezsen sonraki yillarda harc ödeyerek devam edebiliyorsun.
0
passive aggressive
(05.02.16)
(23)

En son hangi kitabı okudunuz?

le fantome de l opera
Hangi kitabı okudunuz en son?
Hangi kitabı okudunuz en son?
0
le fantome de l opera
(05.02.16)
Glenn meade - son tanik
0
halitkin
(05.02.16)
murakami: haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu
adrian sington,tony ross: resim ve ressamlar

ikisi de bugün bitti.
0
rakicandir
(05.02.16)
orhan kemal - eskici ve oğulları
0
nickimin hakkini veremedim
(05.02.16)
sun tzu - art of war
0
klassno
(05.02.16)
freebird5406_2
(05.02.16)
zar adam - luke rhinehart
0
bohr atom modeli
(05.02.16)
franz kafka- dönüşüm
0
sta
(05.02.16)
Lolita - Vladimir Nabokov
0
rayde
(05.02.16)
Richard Lewontin - Ideoloji olarak Biyoloji

Tavsiye ederim.
0
evrim halkasi
(05.02.16)
İnanılmaza İnanmak: İnanışların Evrimsel Kökenleri, Lewis Wolpert
0
buzbebek
(05.02.16)
niçeye sahip çıkalım.

(bkz: when nietzsche wept)
0
shotgunwoman
(05.02.16)
in cold blood, truman capote
0
papillon7
(05.02.16)
tembelik hakkı - paul lafargue

60 sayfa mı neydi, adından da belli değil mi ? :D
0
hayirsiz
(05.02.16)
mushtopus
(05.02.16)
george orwell - boğulmamak için
0
theseachange
(05.02.16)
Holidays on ice
0
allanpoe
(05.02.16)
hakan karakaşoğlu - mumsema han
saga cilt 1 (çizgi roman)
0
reso aga
(05.02.16)
Kafamda bir tuhaflik-orhan pamuk
0
aquarium
(05.02.16)
Düşünceler- Marcus Aurelius
0
harvey
(05.02.16)
fi - pi - çi üçlemesini bitirdim en son.
0
rachel
(05.02.16)
Sapiens
0
fallopian
(05.02.16)
william goulding - sineklerin tanrısı
0
mattiadestro
(05.02.16)
grange sisle gelen yolcu
gene grange nin kaikeni ni okuyacağım sırada o var
0
basond
(05.02.16)
(3)

Tez yazarken dipnot sorunsalı

blt
Merhaba arkadaşlar.Şimdi ben tez yazıyorum , elimde birden çok baskısı bulunan bir kaynak var.Kaynağın birinci baskısı 1977, benim elimdeki üçüncü baskı 1998. Ben bu kaynağı kaynakçamda hangi tarihe göre göstereceğim ve dipnot verirken;Yazar adı 1977, s.24 biçiminde mi?Yazar adı 1998, s.24 biçiminde
Merhaba arkadaşlar.
Şimdi ben tez yazıyorum , elimde birden çok baskısı bulunan bir kaynak var.
Kaynağın birinci baskısı 1977, benim elimdeki üçüncü baskı 1998. Ben bu kaynağı kaynakçamda hangi tarihe göre göstereceğim ve dipnot verirken;
Yazar adı 1977, s.24 biçiminde mi?
Yazar adı 1998, s.24 biçiminde mi göstereceğim?
0
blt
(01.02.16)
Senin elindekine gore.
0
evrim halkasi
(01.02.16)
syo.kocaeli.edu.tr
bu faydali olur kaynak gosterme konusunda.

her baskida sayfalar denk dusmeyeceginden elinizdeki terihe gore kaynak gosterin.
0
hopeless
(01.02.16)
Cevaplar için teşekkürler.
Benim durumumda olanlar için;
Kaynakçada eser adının yanına (3.Baskı) biçiminde not düşülüp, dipnotta ilk baskı tarihi kullanılıyormuş.
0
🌸blt
(01.02.16)
(2)

Tezin bir bölümünü makale olarak sunma

Traveller
Yüksek lisans tezim henüz bitmedi ancak 3.5 yıl geçtiği için paper yazmak istiyorum. Kendi tezim içinden birkaç sayfayı biraz geliştirip paper formatına getirsem ve kabul alsa sonrasında böyle bir olay yokmuş gibi o sayfaları da ekleyip yüksek lisans tezimi sunabilir miyim?İstanbul Üniversitesi'ndey
Yüksek lisans tezim henüz bitmedi ancak 3.5 yıl geçtiği için paper yazmak istiyorum. Kendi tezim içinden birkaç sayfayı biraz geliştirip paper formatına getirsem ve kabul alsa sonrasında böyle bir olay yokmuş gibi o sayfaları da ekleyip yüksek lisans tezimi sunabilir miyim?

İstanbul Üniversitesi'ndeyim.
0
Traveller
(27.01.16)
Danışmanının da ismini eklersen problem olmaz. Hatta onun da ötesinde istenen bir şey bu. Artık pek çok doktora tezi de 3 makale formatında yayınlanıyor.
0
jesters cap
(27.01.16)
Birebir cumlelerle yaparsan teslim sirasinda intihal programina takilir muhtemelen tezin. O yuzden yazdigin makalede ayni cumleleri kullanmaman yararina olur. Istanbul Universitesi teslim sirasinda intihal raporunu istiyor artik.
0
evrim halkasi
(27.01.16)
(4)

Öğretim görevlisi olmak için

pyromancy
Öğretim görevlisi olmak için ales, yds vs. gerekiyor mu?
Öğretim görevlisi olmak için ales, yds vs. gerekiyor mu?
0
pyromancy
(27.01.16)
Öğretim görevlisi olmak için doktora şart değil. Hatta yüksek lisans bile olmayabiliyormuş bazen diyolla. Sektörel uzunca bir tecrübe gerekir o vakit sanıyorum.
0
soft
(27.01.16)
@beyazfil ogretim uyesiyle karistiriyorsun gibi geldi bana. Okutman, ogretim gorevlisi, arastirma gorevlisi, uzman ogretim elemanlaridir ve doktora istemez, ales ve yabanci dil ister. Yard. Doc. ve yukarisi ogretim uyesidir ve doktora ister, ales istemez, yabanci dil ister. Tum bu istediklerine ek, baska seyler de isteyebilir.
0
evrim halkasi
(27.01.16)
Peki maaşlar neye göre değişiyor, okuluna göre değişiyor mu mesela? Vakıf ve devlette fark oluyor mu, senede kaç defa alım yapılıyor, izin dönemleri okulla mı bağlantılı iş günü hesabı mı, ne civarda şuan maaşlar, biri etraflıca bilgilendirse ne iyi olur. Özel sektör çalışanıyım, bu konularda hiç bir bilgim yok.
0
🌸pyromancy
(27.01.16)
Ogretim gorevlileri, ek ders haric 3500 civari aliyorlar sanirim. Haftada belli bir sure derse girmek zorundalar, onun uzeri ek ders sayiliyor. Devlet genellikle ozellere gore daha yuksek maasli. Senede kac alim yapilacagi onceden belli degil, ilanlar YOK'un sitesinden takip edilebilir. Izinler ilk seneden sonra 20 gun oluyor arastirma gorevlilerinde, ogretim gorevlileri de aynidir muhtemelen.
0
evrim halkasi
(27.01.16)
(3)

bir şehirdeki belirli bir tarihin hava durumu geçmişine nasıl ulaşabilirim?

porree
örneğin istanbulda 4 nisan tarihi son elli yılda ortalama hangi sıcalıkta geçmiş, kaç yılı yağmurlu kaç yılı güneşli olmuş gibi bilgiler sunabilen bir hizmet var mıdır bildiğiniz?
örneğin istanbulda 4 nisan tarihi son elli yılda ortalama hangi sıcalıkta geçmiş, kaç yılı yağmurlu kaç yılı güneşli olmuş gibi bilgiler sunabilen bir hizmet var mıdır bildiğiniz?
0
porree
(25.01.16)
www.mgm.gov.tr de buna benzer istatistikler olacaktı. tam aradığınız mı bilmiyorum.
0
isminivermekistemeyensuser
(25.01.16)
Ya biri uygun dugun tarihi belirtlemek icin boyle bir seye ihtiyac duymustu, o verileri analiz edip en uygun fiyatli sezonda, en yagmursuz gunu sececekti (issizlik degil gayet mantikli:). MGM paylasmamis, para istemis galiba, malum yontemleri kullanarak edindigini soylemisti. Dolayisiyla cok kolay olmayabilir. Ama MGM'yi aramakta fayda var. Bir de su adamlara sorabilirsin: www.facebook.com
0
evrim halkasi
(25.01.16)
mgm'de bulamadım evet.. @evrim halkası hava delisi iyi fikirmiş bir deneyeyim sormayı. ve evet ben de arkadaşımın düğün tarihini belirlemeye yardımcı olsun diye bakıyorum :)
0
🌸porree
(25.01.16)
(3)

Ankara Üniversitesi'nde ara dönem gazetecilik?

le fantome de l opera
bu ara dönemde bölüm değiştireceğim. acaba, ön-lisans diyor geçsem ara dönemde 2.sınıftan devam edemez miyim?
bu ara dönemde bölüm değiştireceğim. acaba, ön-lisans diyor geçsem ara dönemde 2.sınıftan devam edemez miyim?
0
le fantome de l opera
(25.01.16)
Ben sorudan bir şey anlamadım. Bölümü nasıl değiştiriyorsun? Kaçıncı sınıftasın, 1 mi?
0
otonom
(25.01.16)
2.sınıf edebiyattayım ve merkezi puanla geçeceğim. Ankara'ya fakat orada hazırlık varmış? 2.sınıftan başlayamaz mıyım?
0
🌸le fantome de l opera
(25.01.16)
2. siniftan tabii ki baslayamazsin, birinci siniftan almadigin derslerin olacak cunku. Ancak ortak dersleri saydirabilirsin. Onlisans olayini anlamadim, hazirlik konusunu bilmiyorum.
0
evrim halkasi
(25.01.16)
(17)

Atom, elektron diye bir şey var mı? ya bize öğretilen şeyler yalansa?

neil manke
elektron mikroskobu falan demeyin abi. atomlar, elektronlar ve daha alt parçacıklar gözlemlenemiyor fotoğraflanamıyor. yani mikroskobun altında bakteriyi kendi gözlerimizle görüp incelediğimiz gibi inceleyemiyoruz bunları. bize öğretilen her şey yalan olabilir mi? aslında atom, elektron diye bir şey
elektron mikroskobu falan demeyin abi. atomlar, elektronlar ve daha alt parçacıklar gözlemlenemiyor fotoğraflanamıyor. yani mikroskobun altında bakteriyi kendi gözlerimizle görüp incelediğimiz gibi inceleyemiyoruz bunları.

bize öğretilen her şey yalan olabilir mi? aslında atom, elektron diye bir şey yok. apayrı bilmediğimiz bir şey var yada madde bütün halinde bir şeyden ibaret olabilir.

bize anlatılan, fotoğrafları gösterilen uzay evren tamamen bir yanılsama ya da yalan ise? hiçbirimizin ay'a yada uzay istasyonuna gidip "aa harbiden uzay internette gördüğümüz gibiymiş" deme şansımız yok yani hiçbir zaman gözlerimizle görüp bilemeyeğiz. nasıl emin olabiliyoruz peki bunca şeyden?

edit: atomlar elektron mikroskobuyla görüntülenebiliyor diyen arkadaşlar, atom 10^-8 büyüklüğündeki küçücük bir top değil ki anasını satayım. çekirdeğin etrafında elekronlar dolaşıyor ve bizim top şeklini verdiğimiz sınırlar hayali çizimlerden ibaret. yani burda bir yanlışınız var. olmayan bir şey görüntülenemez, görüntülenebilecek olan kısım varsa bunlar proton nötron ve elektronlar.
0
neil manke
(25.01.16)
Bi yerden sonra inanman lazım.
0
bigbadabum
(25.01.16)
O yüzden ulan bu işleri kendim de deneyeyim ve gozleyeyim diyip bilim adamı olmamız veya bu bilim milim işleri hep aynı ekolün elinde olmasın diyerek pozitif bilime ve bilim insanlarına destek olmamız gerekiyor.

Bir de havadis değil ki anasını satayım bilimin yanlislanabilir olma ilkesi var yinelenebilir olma ilkesi var. Bunca yıl okudum elli yaşıma geldim adım joshua aha bu da teoremim kabul edin köpekler deyince literatüre geçmiyor bilgi yav.

Oha artık.
0
hic sikilmadan seks yaparim
(25.01.16)
haci atomu bilemem ama sana gosterilen uzay gercek yani en azindan bir kac tanesine teleskopla iyice baktim yalan yok orda. Ha sunu diim niye yani niye adam saklasin senden bunu.
0
tezek
(25.01.16)
Kardeş truman show mu izledin naptın? İstersen dünyanın düz olduğuna da inanabilirsin, nasıl olsa dünya turu yapamayacaksın. Atom altı parçalarklari tanımlıyor bilim adamları, sen atom var mı diyorsun. Bilimin nasıl işlediği üzerine daha fazla düşün bence.
0
smurfsmurfsmurf
(25.01.16)
abi curuttun de hayir bizimki dogru mu dediler? 7 milyar insan var, bilimin kendi kurallari dahilinde kim curuturse onun dedigi gecerli olur.

sanki bilim kurumu diye dunyada tek bir kurum varmis gibi dusunmek yanlis.

al incele, farkli bi sey bulursan kanitla. bu oyle degil boyle de. kim engelliyor ki? biz de "lan milyonlarca bilim adami var, elbette incelemistir" diyerek inaniyoruz iste. the truman show gibi bir sey olmasi lazim ancak.

ote yandan, pozitif bilimlere ait bir bolumden mezun olmus biri olarak diyebilirim ki mantiksiz olan bir sey yok gibi. her sey uydurma, tum bilim adamlari bizi kandirmak icin ugrasiyor bile olsa iyi bir temele oturtmuslar.
0
bohr atom modeli
(25.01.16)
abi bu bilim dediğimiz şey dışarıya kapalı bi zümrenin biz eğitimsiz cahil insanlara kısmen sunduğu birşey değil ki. akademik makaleler ortada üniversitelerin kapısı herkese açık, emek veren gidip akademisyen oluyor.

yani neden böyle bişey olsun ki?
0
ghilleinthemist
(25.01.16)
adam m.ö. atomu tanımlıyor, uzak yıldızlar hakkında teori üretiyor, benim vatandaşım 2016'da atomun varlığını sorguluyor. :/
0
makarnavodka
(25.01.16)
1. Atomlar fotoğraflanabiliyor. Hatta atomlarla yazı bile yazılabiliniyor.
www.google.com.tr

2. Cern'de elektronu filme aldılar: www.youtube.com
Elektronun keşfi: www.youtube.com

Atom çekirdeğinin keşfi: www.youtube.com

Göremediğin bir şeye yok demek doğru değil. Bir şeyin olmadığını kanıtlamak imkansız.

ortalama bir teleskop alıp şehir ışıklarından uzak açık bir gecede gökyüzüne bakarsan "aa harbiden uzay internette gördüğümüz gibiymiş" diyeceksin.
0
aksimetre
(25.01.16)
Türkçe konuşmayı bilmeyen, pozitif bilimi anlamayıp bunu bir, "sorguluyorum ya bu da bir bilim ilkesidir." gibi cahilce kalıplara sokan bir kişinin özel mesaj yoluyla bana hakaret etmesi doğru yolda olduğumu gösterir. :)
0
makarnavodka
(25.01.16)
Elbette yalan. Universite'de akademisyen adaylarina ilk soylenen "biz bu insanlari kekliyoruz, sakin disari sizdirmayin."

Saka bir yana skeptizm okuyanlar icin guzeldir, ama dikkat! Birinci kosul okumak. Eger dedigin gibi olsaydi, laboratuvarda yaptigimiz hicbir seyden sonuc alamazdik.
0
evrim halkasi
(25.01.16)
Adam haklı mesela ben de dünyanın yuvarlak olduğuna inanmıyorum halen.
Koskoca dünyanın top olacak hali yok ya. Hem yuvarlak olsa seke seke giderdi ve çok sallanırdı, ayrıca burdan bakınca dümdüz görünüyor.

trolleme bir yana da atomlar filan rahatça gözlemlenebilir. atom altı hatta proton bileşenleri de teorik olarak hesaplanır sonra uygulamalı olarak dolaylı yoldan ispatlanır.

@tezek de demiş. al bi teleskop geceleri takıl, jüpiter senin venüs benim ordan da uranüse selam çakarsın sonra da ver elini samanyolunun derinliklerine. (o kadar göremezsin)
0
Euxinos007
(25.01.16)
kesinlikle haklısın, bunları sorguamak lazım, belkide matrix'de yaşıyoruz ama bunu asla bilemeyeceğiz...
0
kuzey li
(25.01.16)
bu da benım teorim klasmanına bile yaklasamıyor :/
0
bryan fury
(25.01.16)
teorik anlamda kabul edildiği şekliyle atom diye birşey yok. m.ö.sinde atom olarak tanımlanan şeyle bugünkü atom farklı şeyler. atom etimolojik olarak yunanca "atoma"dan gelir, yani bölünemez demektir. bölünebilen ve parçacıkları olan şey atom olmuyor yani, atomaltı parçacık filan derken "atom"altı demiş oluyoruz. asla bölünemeyen atom bulunursa bu bir devrim olur herhalde ya da tanrıyı bulmakla eşdeğer birşey olur. belki de gerçekten atom diye birşey yok ya da bütün evreni içine alan tek bir atom var.. veya bütün evreni saliseler içinde dolaşabilen bir parçacık.
0
gloomystorm
(25.01.16)
@gloomy, terimler ve kavramlar zaman içinde anlam değişikliğine uğrayabilirler.
günümüzde atom terimi "bölünemeyen" anlamında kullanılmıyor.
0
yalnux
(25.01.16)
Gördüklerimiz konusunda haklısın. Bir insana kendi gözümüzle baktığımızda gördüğümüz farklı, gece görüş kamerasıyla baktığımızda farklı, termal kamera ile baktığımızda farklı görünür. İnsan gözünün algıladığı dalga boyu kısıtlı, bu yüzden gördüklerin de sadece gerçekte olanın belli bir kısmı.
0
kimlanbu
(25.01.16)
panzerkampfwagen +1.

atomlar görülebiliyor. bunu gören aletin adı da elektron mikroskobu.

diğeri için de teleskop diye bişey var, şahane.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(25.01.16)
(6)

Neden Nazım Hikmet hep vatan haini olarak lanse edildi?

winston insani
MerhabalarÖncelikle amacım doğru bilgiye ulaşmak, herhangi bir tartışma ortamı yaratmak değil.Wikipedia'dan "Davaları ve Sürgü" kısmını okudum.https://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%A2z%C4%B1m_Hikmet#Davalar.C4.B1_ve_s.C3.BCrg.C3.BCnŞiirler ve kışkırtma yaptığı yazıyor ama bunlar tam olarak nedir bunlar
Merhabalar

Öncelikle amacım doğru bilgiye ulaşmak, herhangi bir tartışma ortamı yaratmak değil.

Wikipedia'dan "Davaları ve Sürgü" kısmını okudum.

tr.wikipedia.org

Şiirler ve kışkırtma yaptığı yazıyor ama bunlar tam olarak nedir bunlar mesela?
0
winston insani
(24.01.16)
Komunistti, sistemi sorguluyordu. O donemde yeterliydi. Gerci bu donemde de vatan haini ilan edilmek icin yeterli.

www.youtube.com
0
evrim halkasi
(24.01.16)
vatan haini ilan edilme sebebi komünist olmasıydı. devletin ve halkın o zamanlar komünistlere karşı "tü, kaka" tutumu vardı (ki hala var). şiirlerinde ideolojisini açıkça yansıtması ve bir yazar-şair olarak çok fazla göz önünde bulunması kendisine olan karşıtlığı artırdı. o da komünizm destekçisi olarak rusya'ya kaçtı. amerika'ya veya avrupa'ya kaçamazdı haliyle o dönemde. amerika'da komünist avı vardı, avrupa savaştan yeni çıkmıştı ve komünizme sıcak bakılmıyordu. yani en iyi alternatif rusya'ydı.

hatta peyami safa ile arkadaşlıkları da bu ideolojik farklılıklar yüzünden bozulmuştur. atıştıkları şiirler var.

kısacası, komünist olduğu ve şiirlerinde ideolojisini yansıttığı için vatan haini ilan edildi.
0
lesmiserables
(24.01.16)
geziciler neden vatan haini ilan edildiyse aynı sebepten.
0
titiraprap
(24.01.16)
Sıcan savaş sonrası SSCB polonyayı baltıkları macaristan çekoslavakya ve bulgaristanı ilhak ettikten sonra yeni düzeninin komşu ülkelere ihraç etmeye çalışıyordu. Tabii tam sınırda olan bir ülke olarak doğu batı ve kuzeyden SSCB ile komşu olunca, Stalininde karsı verin, ardahanı verin boğazları komple bize açın gibi isteklerinden sonra ülkede rejimi eleştiren, komünizmi öven herkes devlet düşmanı kategorisine alındı. Nazım ise haliyle rusyaya kaçtı, orada stanlinle kankilik yaptı, beni stalin filan yarattı dedi.

tabii nispeten şansılıdır, kapitalist bir ülkede komünist olarak kaçıp kurtulabildi, komünist bir ülkede kapitalist olsa büyük ihtimal gulaglara filan yollanırdı
0
KaraSakall
(24.01.16)
Mustafa Suphi ve arkadaşlarını öldürenler elbette Nazım'ı da hain ilan edecekti.
www.youtube.com
0
satafatli
(24.01.16)
her komunist bir sovyet ajanidir
0
partizan
(25.01.16)
(4)

İstanbul'da Sağlık Kurulu Raporu En Kolay Nereden Alınır ?

tss
Merhaba duyuru sakinleri,Tam teşekküllü bir devlet hastanesinden sağlık kurulu raporu almam gerekiyor. En kolay hangi hastaneden alabilirim ?Ne kadar sürer _? Yakın zamanda alanınız varsa ücreti ne kadar? gibi sorularım var, yardımcı olabilirseniz sevinirim.Avrupa yakasında olması daha iyi olacaktır
Merhaba duyuru sakinleri,

Tam teşekküllü bir devlet hastanesinden sağlık kurulu raporu almam gerekiyor. En kolay hangi hastaneden alabilirim ?

Ne kadar sürer _? Yakın zamanda alanınız varsa ücreti ne kadar? gibi sorularım var, yardımcı olabilirseniz sevinirim.

Avrupa yakasında olması daha iyi olacaktır.

Teşekkürler
0
tss
(24.01.16)
1,5 sene once Haseki'den almistim, uc gun sonrasina randevu vermislerdi. Fiyati da 120 gibi bir seydi, zam gelmistir tabii.
0
evrim halkasi
(24.01.16)
beşiktaş sait çiftçi devlet hastanesi. sabah giderseniz aynı gün raporu alabilirsiniz. fiyatını hatırlayamadım, 100'ün üzerindeydi.
0
nacht des todes
(24.01.16)
ücret 200 tl. öğrencilik amacıyla alıyosan ve öğrenci belgen varsa 0 tl.
0
mesgul ve huzursuz
(24.01.16)
Bugün Sait Çiftçi devlet hastanesinde hallettim. Gayet kolay oldu, saat 08 30 da hastanedeydim, 09:45 gibi tüm muayene tahlil vb işleri bitti, hastaneden ayrıldım. Rapor ise saat 15:30'da çıktı.

yanıtlar için tekrar çok teşekkürler.
0
🌸tss
(26.01.16)
(5)

Excel'le basim belada!

evrim halkasi
Selamlar,Katil olmadan bana bir yardimci olsaniz cok makbule gecer. Simdi benim elimde iki adet excel dosyasi var. Birinde tek kolonda bulunan, 10 tanesinin arasinda 1 bosluk olan sayilari o bosluktan kesmek uzere bloklar halinde yanyana getirmek istiyorum. yani su;123456789101112131415Suna donusece
Selamlar,

Katil olmadan bana bir yardimci olsaniz cok makbule gecer. Simdi benim elimde iki adet excel dosyasi var. Birinde tek kolonda bulunan, 10 tanesinin arasinda 1 bosluk olan sayilari o bosluktan kesmek uzere bloklar halinde yanyana getirmek istiyorum.

yani su;

1
2
3
4
5

6
7
8
9
10

11
12
13
14
15

Suna donusecek;

1 6 11
2 7 12
3 8 13
4 9 14
5 10 15
0
evrim halkasi
(21.01.16)
a1 hücresine 1 yaz
b2 hücresine =a1+5 yaz

bunların hepsini seç
sağa ve aşağı kaydır. (sağa ne kadar kaydırmak isteersen sen bilirsin)
aşağıya kadar a1 hücresi 5 tane olsun

o zaman şöyle bir şey olacak
1 6 11 16 21
2 7 12 17 22
3 8 13 18 23
4 9 14 19 24
5 10 15 20 25


daha sonra bu hücrelerin tamamını 6. satır boş olacak şekilde seçeceksin ve istediğin kadar aşağı çekeceksin.
5 ve katlarında 1 boşluk kalmış olacak.
0
mrtkbl
(21.01.16)
10 tanesinden sonra boşluk var demişsin, 5 tane için örnek vermişsin. hangisi doğru?
0
himmet dayi
(21.01.16)
@himmet dayi:

ben de hiç dikkat etmemişim örneğe göre excell çıkardım :) örnek ve anlatım dediğin gibi tezat :))
0
mrtkbl
(21.01.16)
10'a kadar yazmamak icin ornegi oyle verdim, cevabi ben 10'a uyarlarim da sorun su ki a1+5 yazdigimda ornegin a1'deki sayi ile 5'i topluyor. Buna da cozum bulursaniz, hayatimi kurtarabilirsiniz :)
0
🌸evrim halkasi
(21.01.16)
1. sütun'un ilk 10 satırını elle doldur (aşağı doğru 1,2,3...,10). Sonra a2'ye a1+10 yaz. a2'nin sağ altından tutup sağa doğru çek. daha sonra 1 numaralı satırda A sütunu hariç yazılı olan tüm hücreleri seç (ör: B-K arası komple) ve en sağdaki hücrenin sağ altından tutup aşağı çek.
0
himmet dayi
(21.01.16)
(7)

ağır mı girmişim?

devilred
çıkacak bilimsel bi makale var, her bi şeyini senelerce uğraşıp kendim yaptım. hocasıyla birlikte deli gibi hakkımı yiyen, makalenin üstüne konan ama benim yaptığım matematiksel işlemleri kafası basmadığı için bir türlü anlayamayıp hala daha beni taciz eden biri var. en son yine bi şeyler sordu, dah
çıkacak bilimsel bi makale var, her bi şeyini senelerce uğraşıp kendim yaptım. hocasıyla birlikte deli gibi hakkımı yiyen, makalenin üstüne konan ama benim yaptığım matematiksel işlemleri kafası basmadığı için bir türlü anlayamayıp hala daha beni taciz eden biri var. en son yine bi şeyler sordu, daha önce kendisine gönderdiğim veriler üstelik bunlar, cevaplarını yazıp yine gönderdim ama bu sefer ilk defa "daha önce de verdiğimi hatırlıyorum bu cevapları gerçi ama..." dedim. ağır mı girmiş durumdayım? pisliklerinden ve kullanmalarından rahatsız olduğumu artık anlamış mıdır? daha rahatsız eder mi? siz nasıl hissederdiniz size biri böyle dese? utanır mıydınız?
0
devilred
(21.01.16)
hak yiyecek kadar utanmaz biri o lafını duymaz bile. ne utanması. ağır olmamış ayrıca. ben bazen bin katını söylüyorum sömürücü tiplere, işleri düştükleri sürece ses çıkartamadıkları için utanma yok.
0
rayde
(21.01.16)
Sizin hakkınız yenmişti hatırlıyorum hala yardımcı olmanız bile gereksiz bırakın uğraşsın sallayın en azından iki üç hafta
0
nickimin hakkini veremedim
(21.01.16)
makalede hakkını yiyen kişinin bunu taktığını düşünmüyor, az atar yaptı ama yine yaptırdım işimi diyip geçmiştir.
0
kuzey li
(21.01.16)
olay mail yoluyla oluyor diye tahmin ediyorum. ben olsam varsa daha önceden gönderdiğim mailleri de eklerdim.
0
inheritance
(21.01.16)
Hala yardim etmen bile hata. Birak surunsun. Eline yuZune bulastirsin.
Ana avrat kifretsen bile agir degil benim gozumde. Hatirliyorum eski duyurunu.
0
kuehles blondes
(21.01.16)
Ya bak sen bu konuda hata yapiyorsun bence. Yani, ya git hocayla konus "ben sunlari yaptim bu calismada, makalede yer alacak miyim?" de. "Eger almayacaksam, daha fazla buna vakit harcamak istemiyorum, baska islere yonelmek istiyorum." falan de hatta. Bana buradan soylemesi kolay geliyor tabii, senin yerinde olsam kesin ben de senin gibi yapardim da su seytanin bacagini kirmak lazim. Gelen giden bizi seyapiyor arkadas.
0
evrim halkasi
(21.01.16)
hem makalenin üstüne konuyor hem de sen yardıma devam mı ediyorsun? umarım yanlış anlamışımdır. yoksa ağır falan girmemişsin, kullanılmaya devam etmişsin.

umarım ben yanlış anlamışımdır.
0
vatandasacartcurtyok
(21.01.16)
(4)

Apostilli Sicil Kaydi edinme ve diplomayi apostilletme

koline
Selamlar,hali hazirda yunanistanda yasiyorum ve baska bir ulkeye tasinacagim. calisma iznine basvurmak icin apostilli sicil kaydi ve diplomami apostilletmem gerekiyor.acikcasi sure biraz kisitli ve arastirmaya yeni yeni basladim. 5 is gunu boyunca Turkiye'de olacagim. sizce bu surec icerisinde evrak
Selamlar,

hali hazirda yunanistanda yasiyorum ve baska bir ulkeye tasinacagim. calisma iznine basvurmak icin apostilli sicil kaydi ve diplomami apostilletmem gerekiyor.

acikcasi sure biraz kisitli ve arastirmaya yeni yeni basladim. 5 is gunu boyunca Turkiye'de olacagim. sizce bu surec icerisinde evraklari toplayabilir miyim?

Once den apostilli sicil kayo edinen var mi? izlemem gereken yollar nedir?
ayni sekilde universite diplomasini da apostilletmem gerekecek, nasil yapabilirim bilginiz varsa yardimci olabilirseniz cok sevinriim

tesekkur ettim
0
koline
(21.01.16)
Sicil kaydi icin; gidip sicil kaydini aliyorsun. Cumhuriyet Savcisi oradaysa hemen apostilliyorlar. Ben alirken toplantidaydi, 2 saat kadar bekledim, halloldu. Diplomayi bilmiyorum.
0
evrim halkasi
(21.01.16)
Kaymakamliga gitmek gerekiyor bildigim kadariyla.
0
kuehles blondes
(21.01.16)
sicil kaydi biraz kolay gibi gorunuyor, fakat diplomayi hala cozemedim ne yazikki.
0
🌸koline
(22.01.16)
diplomanın orjinaliyle beraber kaymakamlığa gitmen yeterli. orada fotokopisini çekecekler ve apostil damgası vuracaklar. 1 saatini alır max.
0
yigitovic
(22.01.16)
(5)

d tipi vize - a tipi oturum vizesi (öğrenci)

haybeden masal
sayın duyuru sakinleri,belçika'da mart ayında dolacak şekilde d tipi öprenci vizem mevcut. ankara büyükelçilik 1 yıllık eğitim sürem olmasına rağmen 6 aylık vize verdi.oturum izni için başvurdum ve 2016 kasıma kadar oturum iznim de mevcut.ancak ben belçika dışına gidip gelmede bir sıkıntı yaşar mıyı
sayın duyuru sakinleri,

belçika'da mart ayında dolacak şekilde d tipi öprenci vizem mevcut. ankara büyükelçilik 1 yıllık eğitim sürem olmasına rağmen 6 aylık vize verdi.

oturum izni için başvurdum ve 2016 kasıma kadar oturum iznim de mevcut.

ancak ben belçika dışına gidip gelmede bir sıkıntı yaşar mıyım, vizem dolduğu için ondan emin değilim.

bu konuda fikri, yaşanmışlığı, kesin duymuşluğu olan var mıdır?
0
haybeden masal
(20.01.16)
Oturum izni aldiysan yasamaman gerekiyor.
0
evrim halkasi
(20.01.16)
Oturum izninle o ülkeye süre bitimine kadar pasaportunuda yanında kullanarak girip çıkabilirsin. Zaten Schengen dahilinde (siyasi gelişmeler sonucu schengen değişmediyse) zaten sana kimse o kartı sormayacak. Ama schengen dışından gidip gelirken de Belçikaya o o turum kartıyla elini kolunu sallayarak girer çıkarsın.
0
qazaqwsx
(20.01.16)
@evrim halkası oturum iznini almamdan itibaren vize geçersiz oluyor diye biliyorum ama yine de emin olmak istedim, sağolun
0
🌸haybeden masal
(20.01.16)
o vize zaten oturum iznini alabilmen için veriliyor.

Oturum çıktı ise onunla gezebilirsin, no problem.
0
cursor
(20.01.16)
Benim vizem de 27 Ocak'ta bitecekama oturum kartını geldiğimde verdikleri için sorun yaşamıyorum. Ülke Çek Cumhuriyeti. Birkaç ülkeye gittim, sorun yok. Soran olmadı zaten.
0
evrim halkasi
(21.01.16)
(1)

E-Posta Listesi Düzenleme

midnight exe
elimde txt dosyası içerisinde,[email protected], [email protected], [email protected], şeklinde yüzlerce eposta adresi var.firmalardaki satış temsilcilerinin listesi.sıralamak istiyorum.şöyle ki;önce "@" den sonraki domain adına göre alfabetik, daha sonra ise aynı firmadaki kişileri
elimde txt dosyası içerisinde,

[email protected],
[email protected],
[email protected],

şeklinde yüzlerce eposta adresi var.

firmalardaki satış temsilcilerinin listesi.

sıralamak istiyorum.

şöyle ki;

önce "@" den sonraki domain adına göre alfabetik, daha sonra ise aynı firmadaki kişileri kendi aralarında alfabetik sıralamak istiyorum.

excel mi access mi sql mi nasıl yaparız??
0
midnight exe
(14.01.16)
Excel'e import et. Delimited @ kullan.

adsoyad1 domain1.com seklinde iki kolonun olacak.

sort kismindan once kolon bir, sonra ikiye gore siralayacak ayari yap.

ucuncu kolona =A1&@&A2 yaz.

olmazsa gonder, yapayim.

Edit: =A1&"@"&A2 olacakmış, başkasının işine yarar belki.
0
evrim halkasi
(14.01.16)
(6)

Yds icin calisma stratejisi

dilem
Yds de basarili olan arkadaslar nasil calistiniz? Kelime agirlikli mi calistiniz yoksa gramer agirlikli mi ? Bir de ilk sinavdan misal 50 alip ikincisinde 70-80lere cikaran var mi?
Yds de basarili olan arkadaslar nasil calistiniz? Kelime agirlikli mi calistiniz yoksa gramer agirlikli mi ? Bir de ilk sinavdan misal 50 alip ikincisinde 70-80lere cikaran var mi?
0
dilem
(14.01.16)
Ben sadece test cozdum ve kelime calistim, 70'e ciktim. Yalniz konu eksigim yoktu. Eger 50'yi sallamadan aldiysan, bol bol test cozup eksik kaldigin konulara goz atabilirsin. En onemli sey kelime tabii. Vocab camp diye kucuk bir kelime alistirma kitabi vardi, tavsiye ederim.
0
evrim halkasi
(14.01.16)
gramerde sıkıntı varsa gramer çalış. Kelimenin çalışılabileceğini düşünmüyorum zamanla bir şeyler okuya okuya izleye izleye kafaya işliyor bazı şeyler. Bol deneme çözerek çeviri mantığını anla, ben ilk çözüdüğümde tam yapamamıştım sonradan "haaa böyle tam olarak, kelimesi kelimesine istiyorlar" diyip ona dikkat ederek çevirmeye başlamıştım.

ilk 15-20 soru falan kelime, proposition, phrasal verb sonrası hep paragraf-anlama-çeviri falan zaten.
0
rodriguez2
(14.01.16)
Denildiği gibi sallamadan 50 aldıysan 70 e çıkabilirsin. Bir de bence deneme çözme. onun yerine diyalog, cümle tamamlama, çeviri vs gibi kategorik test çöz. böyle yapınca ben daha çok hız kazanıp istediğim puanı almıştım. denemede istediğin sonuç çıkmayınca motivasyon düşüyor.

ayrıca kelimeden ziyade phrasal verb ezberlemek daha çok işine yarar bence. yinede yds de çıkan kelimeler gibi pdf dosyaları oluyor nette. onlara da bak mutlaka.
0
desktopu
(14.01.16)
Önce bi' tane soru bankası alın, kitap yds'de çıkacak soru tiplerine göre bölümlere ayrılmış olsun; her bölümden bir test çözüp en çok nerede hata yaptığınıza bakın: kelimede mi, paragrafta mı, gramerde mi... Ardından ona göre çalışırsınız.
İlk denemelerimde 50'lerdeydim, sınavdan 90 aldım.
0
o my god they killed kenny
(14.01.16)
proficiency for kpds
cesur öztürk

didik didik et kelimeleri.

bol şanslar
0
rakicandir
(14.01.16)
40 küsürlerden 76,25'e çıktım. Gramer olayını algılayabilseydim -Türkçe de bile anlamıyorum- daha da artardı.

Bol bol test çözdüm. Başka bir şey yok. Ne kadar çok soru o kadar iyi.
0
unique hint kumasi
(14.01.16)
(3)

Lisans düzeyinde bitirme tezi ve konferans

v pills kullanan zenci
Arkadaşlar merhabalar. Konuyu fazla uzatmadan direk sorularımı soruyorum, Türkiye'de bulunan üniversitelerde (özel+devlet) okuyan bir lisans öğrencisinin;1-Bitirme tezinin herhangi bir yerde yayınlanma ihtimali var mı? yada yayınlanmış makalesi olabilir mi? 2-Lisans düzeyinde konferans verebilir mi?
Arkadaşlar merhabalar.
Konuyu fazla uzatmadan direk sorularımı soruyorum,
Türkiye'de bulunan üniversitelerde (özel+devlet) okuyan bir lisans öğrencisinin;

1-Bitirme tezinin herhangi bir yerde yayınlanma ihtimali var mı? yada yayınlanmış makalesi olabilir mi?
2-Lisans düzeyinde konferans verebilir mi?

Yukarıdakileri bu veya şu şekilde gerçekleştiren arkadaşların cevaplarını merakla bekliyorum.
Not: illa sizin yapmanıza gerek yok, bir arkadaşınız olur, ruşen amcanın oğlu sedat olur, kulaktan duyulmuş olur.. siz yine de yazarsanız sevinirim
0
v pills kullanan zenci
(13.01.16)
Lisans bitirme projemle patent başvurusunda bulundum.
0
alperz
(13.01.16)
Ben lisans bitirme tezimle kongreye katılmıştım, hocaların arasında anlaşmazlık olduğu için yayın olmadı. Yapan çok arkadaşım oldu ama.
0
evrim halkasi
(13.01.16)
ikiside olur ama hocayı kafaya alman lazım.
1) yayın yapmak zor değil. ben de zamanında sormuştum. hoca da 3.sınıf dergilerde falan çıkar tabi demişti. sonra üstüne gitmedim.
2)verirsin ama yine hocanın arkadan durması lazım.
0
konskenkova
(13.01.16)
(4)

aklıma takılan bi şey

devilred
olay şu:belki bilirsiniz, tezi için haddinden fazla yardım ettiğim ama nedense tezi bana türlü bahanelerle verilmeyen, hatta anlamsız bir şekilde yök tez merkezinde bile kısıtlı olan (benimkinin kısıtlanması istenmemişti, danışmanın öğrencisi kimseninki kısıtlı değil hatta), sonra da benim hakkım ol
olay şu:

belki bilirsiniz, tezi için haddinden fazla yardım ettiğim ama nedense tezi bana türlü bahanelerle verilmeyen, hatta anlamsız bir şekilde yök tez merkezinde bile kısıtlı olan (benimkinin kısıtlanması istenmemişti, danışmanın öğrencisi kimseninki kısıtlı değil hatta), sonra da benim hakkım olan makale kendi adıyla yayınlanmaya çalışılan biri var. benim tezimden çokça aşırma yaptığını da düşünüyorum bu kişinin. acaba diyorum, bu tez benden, diğerinin bir şey yapmadığının kanıtı olarak makalede ilk ismi iddia edememem için ısrarla saklanmış olabilir mi?
0
devilred
(13.01.16)
Olabilir de onun tezinin makalesinde sen ilk isim iddia edecek kadar cok isi neden yaptin ki? Icinde bulundugun durumu bilemiyorum ama burada bir sikinti var gibi gorunuyor.
0
evrim halkasi
(13.01.16)
benim tezimin devamı oldu onun tezi, kendi tezimde yaptıklarımı öğrettim teker teker. makalede de benim verilerim kullanıldı ama isim onun oldu niyeyse. üç beş akademi puanı toplayacağım diye düştükleri rezilliğe bak.
0
🌸devilred
(13.01.16)
Bana ilginc geldi yine de. Senin tez yayina donmus muydu? Niye boyle bir sacmalik yapiyorlar ki? Danismaninla hic konustun mu? Gerci en fazla iki yil sonra o tez otomatik olarak acilacak erisime. O zaman sen tezini daha once verdigin icin asirma iddia edebilirsin.
0
evrim halkasi
(13.01.16)
ne fark eder? yayınlar ölmez. zaman aşımı da yok. 2 gün sonra yazı çıktığında veya yök serbest nıraktığında 2 satır yazına bakar her şey.
0
fempusay
(13.01.16)
(5)

erasmusun akademik geleceğe etkisi

exaggerate
Merhaba arkadaşlar,Şu an bir üniversitede, eylül'den beri yüksek lisans öğrencisiyim. Malum, erasmus sınavı için ilanlar da verildi. Aklımda başvurmak var, 2. sınıfın tamamını orada geçirmeyi düşünüyorum. Sormak istediğim sorular şunlar: Tüm senemi orada geçirecek olmam tez sürecimi nasıl etkiler? B
Merhaba arkadaşlar,

Şu an bir üniversitede, eylül'den beri yüksek lisans öğrencisiyim. Malum, erasmus sınavı için ilanlar da verildi. Aklımda başvurmak var, 2. sınıfın tamamını orada geçirmeyi düşünüyorum. Sormak istediğim sorular şunlar: Tüm senemi orada geçirecek olmam tez sürecimi nasıl etkiler? Bir de, oradaki varlığımın ve öğrenciliğimin, erasmus için gittiğim okulda yüksek lisans sonrası için kalmama olumlu yönde bir etkisi olabilir mi? Bu yönde bir beklentim olduğundan değil de, yalnızca böyle bir olasılık söz konusu mudur, bunu merak ediyorum.

Şimdiden teşekkürler
0
exaggerate
(12.01.16)
eğer gittiğin okulda, hocalarla kişisel bağlar kurabilirsen, senin için referans olmalarını sağlayabilirsen elbette çok iyi bir araç olabilir. çünkü türkiye'deki akademik ortam yurtdışında doktoraya pek önem veriyor ve senin bu bağların yurtdışında doktora imkanını pekiştirecektir, hem çalışma hem burs anlamında. bir de gittiğin yerde alanınla ilgili staj imkanları bulman da söz konusu olabilir. akademik hedeflerin olsa bile yurt dışında bu tip bir deneyim akademik çalışmalarını da etkileyecektir. eğer bunları sağlayamazsan da yurtdışı görmüş olursun ki aslında kıyaslama şansın olur. bu durumda çoğunlukla doktora için türkiye'de bir yer bakmaz olursun. bu iyi bir adımdır. eğer bunu da yapmam dersen ortam güzeldir gezersin, birçok açıdan standart sözcüğü senin için başka bir anlam kazanabilir. eğer bu da yok diyorsan güzel şeyler içer güzel kadınlarla'erkeklerle zaman geçirirsin. eğer bu da yok diyorsan bir faydası olmaz abi :) hasılı, erasmus aslında öğrencinin tercih ve yönelimlerini belirlediği bir alan olarak iyi bir deneyim imkanı sunar. orada yaptığın ve yapmadığın şeyler bundan sonraki adımlarını netleştirir.
0
zukka
(12.01.16)
bu arada belki biliyorsundur ama bilmiyorsan bu site erasmusla gittiğin/gideceğin okulun yanında yöresindeki doktora/yüksek lisans yapılabilecek bölümleri bulabilmen açısından sana rehber olabilir. www.findamasters.com
0
zukka
(12.01.16)
çok teşekkür ederim hocam. paylaştığın tüm örnekler son derece faydalı unsurlar. temel olarak merakım, bir erasmus öğrencisi olarak, gidilen okulun hocaları ile akademik gelecek ilişkisine girmenin olanaklı olup olamayacağıydı ki, bunun mümkün olabileceğini belirtmişsin. elbette önceliğim, bu referansı sağlayabilmek için yoğun bir gayret göstermek. doktora ve hatta sonrası için de bunu sağlayabilmeyi umut ediyorum.

site paylaşımı için ayrıca minnettarım. böylesi bir platforma ihtiyacım vardı. sevgiler :)
0
🌸exaggerate
(12.01.16)
@inhiraf; tüm bakış açılarına ihtiyacım var şüphesiz. elbette pembe bir tablo beklemiyorum. yine de insanları, niyetlerine ve olanaklarına göre 'küçük adam'-'büyük adam' olarak ayırmamalı.

yorum için teşekkürler.
0
🌸exaggerate
(13.01.16)
Uzatmak niyetinde degilsen tez calismani orada yapacaksin, bu durumda parti isleri zor gorunuyor. Bir de akademik motivasyonun varsa partiden ziyade calismalarina odaklanabilirsin. Parti olayi daha cok lisanslar icin cazip.

Diger kisma cevap verilmis zaten.
0
evrim halkasi
(13.01.16)
(5)

Master Başvurusu İçin Evrak Gönderme

by the power of grayskull
çok acemiyim sevgili duyuru çok..isveçe master başvuru evraklarını göndereceğim ama nedir bunun desduru? hangi firma ile ne şartlarda göndermem gerekir? belgeleri ince dosyalara mı koymalıyım? index yapmalı mıyım? noter onayını apostilletmeli miyim? (evet apostili de cümle içinde kullanmayı bilmiyor
çok acemiyim sevgili duyuru çok..

isveçe master başvuru evraklarını göndereceğim ama nedir bunun desduru? hangi firma ile ne şartlarda göndermem gerekir? belgeleri ince dosyalara mı koymalıyım? index yapmalı mıyım? noter onayını apostilletmeli miyim? (evet apostili de cümle içinde kullanmayı bilmiyorum)

her türlü tavsiye ve bilgiye ihtiyacım var.. teşekkürler şimdiden..
0
by the power of grayskull
(12.01.16)
gerekli belgeleri büyük boy bir dosyaya koy gönder herhangi bi şartı ya da desturu yok. ben sadece noter onaylı olarak göndermiştim o bahsettiğin apostil mi her neyse bir şey yaptırmamıştım ve fedexle göndermiştim ama acelem var diye yoksa bildiğin ptt ile taahütlü gönderirdim zira kol gibi girmişti fedex.
0
bay b
(12.01.16)
ben de finlandiya'ya yolliycam. bogazicindeki tnt subesi 50 tl ye yollarim dedi. dhl 70.3 euro gibi abuk bir fiyat verdi.
0
mushtopus
(12.01.16)
başgan
neresi olursa olsun,
evrak sunarken,
tek dosya yap kabul ( şeffaf )
ama bir ön yazı yaz.
şu şu kuruma,
ben şuyum,
başvurumuzla ilgili evraklar ektedir
bilginize

ekler
1 o
2 bu
3 şu
4 kıl
5 tüy
6 yün

tabi bunu ingilizce yaz bir sayfa en önde gönder.

ucuz olsun dersen aramex ile gönderebilirsin.
0
kingcyrax
(12.01.16)
Turpex'i de deneyebilirsin. Ben onunla gondermistim, sorun cikmamisti. Apostil falan hic bir seyime gerekmedi benim, sadece konsolosluga oturum izni icin apostilli sicil kaydi vermistim.
0
evrim halkasi
(12.01.16)
arkadas her bir belge grubunun basina ne belgesi oldugunu post-it'lemisti.
okullarin genelde anlasmasi olur ups/dhl vs indirimli yollanir 25tl'ye yollaniyor bizde.
0
jedilance
(12.01.16)
(15)

Dinazorlar ve göktaşı

arkburak
Arkadaşlar kafama bir şey takıldı,şimdi dünyaya dinazorların envai çeşidi hakimken bir gök taşının düşüp dinazor neslini tükettiği söyleniyorya, göktaşının büyüklüğünü bilmemekle birlikte nasıl tüm dünyadaki dinazorların neslini tükettiğini algılayamadım; belli bir bölge olsa tamam da. açıklayabilec
Arkadaşlar kafama bir şey takıldı,

şimdi dünyaya dinazorların envai çeşidi hakimken bir gök taşının düşüp dinazor neslini tükettiği söyleniyorya, göktaşının büyüklüğünü bilmemekle birlikte nasıl tüm dünyadaki dinazorların neslini tükettiğini algılayamadım; belli bir bölge olsa tamam da. açıklayabilecek olan var mıdır?
0
arkburak
(11.01.16)
göktaşının çarpması sonucu oluşan toz bulutu ve çıkan yangınlardan oluşan kül bulutu sebebiyle güneş ışınları dünyaya ulaşamıyor.
0
halanne
(11.01.16)
göktaşı sadece teorilerden biri. kesin olarak söylenmiyor bildiğim kadarıyla. ayrıca @halanne'nin dediği gibi göktaşlarının değiştirdiği şartlar sonucu dinozorların nesli tükendi. gece göktaşları yağmaya başladı sabaha hiç dinozor kalmadı diye bir durum söz konusu değil.
0
dinsiz adam
(11.01.16)
@halenne @dinsiz adam evet göktaşı düştükten sonra ayrıca bayağı bir sıcaklık yükselmesi de oluyor; ama o zaman neredeyse hiç bir memeli kalmaz dünyada, o zaman da tüm canlıların tekrar evrilmeleri gerekir evrim teorisine göre.
0
🌸arkburak
(11.01.16)
evet ama dinazorlar biraz irice olduklarından yaşamda kalmalarını sağlayacak kadar yiyecek bulamıyorlar. diğer memeliler iyi kötü karınlarını doyurabiliyor.

ayrıca çarpma anındaki şok dalgası, depremler, tsunamiler, yanardağların tetiklenmesi, gök taşının parçalanması sonucu etrafa dağılan küçük parçalar da daha geniş bir alanda aynı etkilere sebep oluyor.

asteroid impact diye aratırsanız bir sürü video çıkıyor.

ayrıca dinsiz'in dediği gibi bu sadece teorilerden bir
0
halanne
(11.01.16)
common of demons
(11.01.16)
ben de kYnak yapabilir miyim?
eger goktasi dustuyse, kucuk kucuk goktaslari miydi, yoksa dunyanin dengesini degistirecek buyuklukte bir goktasi miydi dunyaya carpan? eger buyukse nereye carpmis olabilir buyuk bir cukur var mi dunyada o donem sekillenmis olan?
0
exlibris
(11.01.16)
@exlibris en.m.wikipedia.org
0
huleyn
(11.01.16)
@exlibris büyük bir gök taşı düşüğüne dair bir teori var bu göktaşına istinaden küük ta parçacıkları şeklinde bir yağma da olmuş sanırım.
0
🌸arkburak
(11.01.16)
janavarorion
(11.01.16)
- tek bir göktaşı bu etkiyi yapar. çarpma anında dinozorların başına taş düşmesi değil, oluşan toz bulutunun atmosfere yayılması ile güneş ışınlarını yıllar boyu engellemesi yüzünden.

- yok olan sadece dinozorlar değil, karasal hayvanların %90'ı gibi bir rakam. denizlerde etki farklı. "dünyadaki yaşamın %90'ı falan zaten 5 kere yok oluyor tekrar çıkıyor." +1

- göktaşı olayı "teorilerden biri" ancak en güçlü teori. bir çok olası kanıtı var, ayrıca meksika açıklarında boyutu ve tarihi uygun bir krater var denizin dibinde.

- mağaralarda saklanabilen ve yiyecek depolayabilen memelilerin bir kısmı kurtulmuş. o yüzden şu anda memeliler dünyaya hakim.

- şu anda bir "süper volkan" patlaması olsa yine aynı etkiler olur.
0
harzem
(11.01.16)
anladığım kadarıyla şöyle bir teori de var:

göktaşı çarptığında (100.000.000 atom bombası gücünde olduğu tahmin ediliyor) kraterdeki kayalar önce eriyor sonra da buharlaşıyor ve çarpmanın etkisiyle bu buhar atmosferin dışına çıkıyor. burada soğuyarak tekrar katı hal alıyor, küçük cam parçaları halinde gibi. momentumlarını kaybettiklerinde yerçekimi ile tekrar dünyaya dönüyorlar, bu ara dünyanın çevresine yayılmış oluyorlar, yani her yönden geliyorlar. atmosferde sürtünme ile yanıyorlar, bu nedenle sıcaklık inanılmaz artıyor, neredeyse ekmek fırını gibi oluyor bütün dünya. yüzeyde yaşayan bütün canlılar ölüyor. hayatta kalanlar insülasyon sağlayabilen canlılar oluyor: suyun 100 m derininde ve toprağın 10 cm içinde yaşayanlar. bütün bu olaylar birkaç saat içerisinde gerçekleşiyor.

kaynak: radiolab'in apocalyptical bölümü www.radiolab.org

edit: sayısal düzeltme yaptım
0
peki madem
(11.01.16)
Bilim adamlarına yakıştıramadığım saçmalıkta bir öneri, resmen gerekçe bulamamışlar uydurmuşlar böyle bilimsel olsun diye.
Dinazorlar ölmüş de diğer yaşam nasıl devam etmiş aynı atmosferik koşullar altında.
Ayrıca sizin dediğiniz şeyi ben de hep düşünmüşümdür. Şimdi belli büyüklüğün üstünde olsa zaten dünya belki ikiye, üçe bin parçaya parçalanacak; dolayısıyla göktaşının ufakça olması lazım. O zaman da belli bir kıtadaki dinozorlara denk gelmesi lazım.
Google'dan bakmak lazım gerçi böyle atıp tutmaktansa.

not: okumamıştım, üstte arkadaşlar biraz daha mesnetli açıklamalar yapmışlar gerçi ama...
0
firez
(11.01.16)
Konu ozetlenmis ama soylendigi gibi tek dusunce bu degil, birden fazla gorus var ve en guclusu bu. Meksika korfezindeki krater en guclu kanit gibi gorunuyor. O donem memeliler kucuk boyutlu, buyuk boyutlular secilemiyor, muhtemelen dinazorlara yem oluyorlar. Ozellikle toprak altinda yasayan memeli turleri yasamlarina devam edebiliyorlar. Bunun en buyuk sebebi memeliler sicak kanli hayvanlar.
Birden fazla yokolus var dunya tarihinde, Bogazici Yayinlari'ndan cikan Yokolus kitai ozetliyor bu yokoluslari.
Dinazorlarin yok olmasi buyuk memelilerin onundeki engelleri kaldirdigindan memeli evrimi rahatlikla devam etmis gibi gorunuyor.
0
evrim halkasi
(12.01.16)
cosmos'un 2. bölümünde süper görsellikle işlenmiş bu sorun, şiddetle tavsiye ederim.
0
confessions of an adman
(12.01.16)
@confessions of an adman cosmosun ilk bölümünde göktaşı kısmını görüp eski bilgileri hatırlayınca aklıma takıldı bu soru, ikinci bölümünde varsa harika, izleyeceğim:)
0
🌸arkburak
(12.01.16)
(2)

pubfact pubmed nih.gov

dieselsingle2
burda bir makalede yazan bir şey hakkında makalede ismi olan hocalardan birine ufak bir soru sormak istiyorum, nasıl bulucam bunları?
burda bir makalede yazan bir şey hakkında makalede ismi olan hocalardan birine ufak bir soru sormak istiyorum, nasıl bulucam bunları?
0
dieselsingle2
(11.01.16)
makalede corresponding author yok mu?
0
evrim halkasi
(11.01.16)
Corresponding Author

Email: [email protected]

teşekkürler
0
🌸dieselsingle2
(11.01.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.